Dolar 32,3168
Euro 35,0597
Altın 2.307,99
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 24°C
Az Bulutlu
Bursa
24°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 27°C
Paz 27°C
Pts 29°C

Meydan boşbulucuları

Meydan boşbulucuları
22 Temmuz 2014 08:12
A+
A-

Yenişehir’de Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ilginç bir hava hakim.
Süleyman Çelik’in belediye başkanı seçilmesi ve yıllar süren Bülent Hamdi Cingil döneminin ‘tek adam, tek söz’ anlayışının sona ermesiyle yeni bir sayfa açılmıştı.
Süleyman Çelik’in ikili ilişkilerindeki samimi tavrı çokça konuşuldu.
‘Şeker gibi adam’ benzetmeleri yapıldı. İçtenliğinin gerçek mi yoksa siyasi kaygılardan kaynaklanan bir yaklaşım tarzı olup olmadığı sorgulandı.
Sanılanın aksine bu tür sorgulamalar Çelik’e veya partisine uzak, AKP’ye oy vermemiş kişiler tarafından yapılmadı;
Sorgulayanlar, anlamaya çalışanlar daha çok parti teşkilatının içindeki ya da yakınındaki isimlerden oluştu.
Gelinen noktada gözlemim o ki,
Süleyman Çelik’in samimiyetinin ve insanlara olan yaklaşımının siyasi bir tercih olmadığı, Çelik’in insanlara samimi ve içten yaklaşmaktan gerçekten keyif aldığı ve durumun onun kişiliğiyle alakalı olduğu sonucuna büyük ölçüde varıldı.
Vardıkları sonuç, meraklılarını rahatlatmış olacak ki, meydana gelen rahatlama ikliminden faydalanmaya çalışanların bireysellikleri açık açık göze batıyor.
Yukarıda sözünü ettiğim ‘tek adam, tek söz’ anlayışının terk edildiği ortamda ‘çok adam, çok söz’ anlayışına yönelim başladı.
Her ikisi de tehlikeli olan ve idareciyi çıkmaza sürükleyen her iki anlayışın ortası henüz bulunabilmiş değil.
Kişisel hırsların ve beklentilerin açığa çıkışı gibi etkenler sorunun kaynağı.
Örneğin,
Aklına esercesine Yenişehir Muhtarlar Derneği’ni eleştiren ve köylerin ihtiyaç listesini CHP İlçe Başkanı’na vermekle suçlayan, bunu da çay bahçesinde oturduğu yerel gazetecinin haberleştirmesine izin veren ilçe yöneticilerinin ortaya çıkması…
AKP’nin kendi içinde yaptığı belediye meclisi grup toplantısını belediyenin resmi sitesine haber bülteni olarak koydurarak kendi ismini öne çıkarma arzusu taşıyan parti yöneticilerinin arz-ı endam edişi…
Gazetelerde ve internet sitelerinde reklam kokan haberleri çıkan meclis üyesi…
Çay bahçesinde otururken masaya bakmakta geciken garsona ayar veren kadın kolları üyesi…
Fatih Kısaparmak konserinde kendilerine protokolde yer ayrılmadığı için tepki gösterip konseri terk eden meclis üyeleri…
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Düşünüyorum da,
AKP’den belediye başkan adayı olmasını engellemek için yıllardır sistematik çaba harcayanlar, Süleyman Çelik’e bu ‘iyi niyet suistimalcileri’ ve ‘meydan boşbulucuları’ kadar zarar verebilmiş midir?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?