Başkan dediğin…
Cingil’in 11 yıllık başkanlığı döneminde Yenişehir’de oluşturduğu olumsuz atmosfer seçim sürecinde Süleyman Çelik’i zorlayacak olumsuzlukların başında geliyordu. Cemaatle kavga ve ülke gündeminden düşmeyen yolsuzluk iddiaları, Yenişehir’de seçim sürecinin AKP’nin aleyhine işlemesine neden oluyordu. Buna rağmen seçmene projelerden bahseden Çelik ve ekibi sıkıntılı süreci lehine çevirmeyi başardı. Recep Altepe’nin seçim kampanyasında Yenişehir’e ayırdığı mesai de sonuca olumlu etki eden sebeplerin başında geliyor.
Çelik’in mazbatasını aldığı gün verdiği barış mesajları olumlu. Ancak iktidar makamının zamanla insanoğlunun içine yerleştirdiği virüse karşı bağışıklık kazanması gerek. Belediye başkanı kendisine oy vermeyenlerin de başkanı olduğunu bilmeli. Belediye personelini liyakat esasını gözeterek görevlendirmeli. Odalara, borsalara, derneklere şekil vermeye ve kendi adamlarını yerleştirmeye harcadığı vakti şehrin kalkınmasına ayırmalı. Cumhuriyet’in temel değerleriyle çelişmemeli. Milli bayramları formaliteye değil, şölene dönüştürmeli. Çevresinde çapsızlar takımı kurmamalı. Az konuşup çok düşünmeli. Belediyenin kaynaklarını çar çur etmemeli. Belediye, esnafa borç yapmamalı. Belediye başkanları orantısız zenginleşmemeli. Mal varlığını kamuoyuna açıklamalı örneğin. Hangimiz Bülent Hamdi Cingil’in mal varlığından haberdarız mesela? İşte bunları başarabilen bir başkan görevini yapıyor demektir. Başkan dediğin de budur zaten.
MHP’NİN OYLARI…
“Yenişehir’de oylar MHP adayına, Büyükşehir’de oylar CHP adayına” şeklindeki kampanyaya MHP’lilerin itibar etmediğini söylemek mümkün. CHP Büyükşehir adayı Necati Şahin’in Yenişehir’den aldığı 7 bin 605 oya karşılık, MHP Büyükşehir adayı Kadir Koçdemir 8 bin 907 oy alması bunu kanıtlıyor.
MHP’nin Yenişehir’de CHP oylarını çok dikkatli bir politikayla kendi hanesine yazdırdığı açık. Öyle ki MHP’nin Büyükşehir adayı yukarıdaki söyleme zarar vermemek için Yenişehir’de seçim çalışması bile yapmadı. Buna rağmen CHP’nin büyükşehir adayından fazla oy aldı.
Ancak seçimin son akşamında bir takım kişilerin CHP adayı Kocatürk’ün adaylıktan çekildiği şeklinde propaganda yapması MHP’ye oy verecek olan CHP’li seçmenin fikrini değiştirmesine neden oldu. Belki de seçimin kaderini belirleyen ve AKP ile MHP arasındaki 1156 oyluk farkı oluşturan etkiyi yarattı. MHP’nin aldığı oyun yarıya yakın bir kısmı CHP’li seçmenden gelirken, AKP’nin de CHP’den emanet oy aldığı gerçeğini hesaba katmak gerekir. Buna rağmen MHP küçümsenemeyecek bir oy aldı. Ancak seçimi kaybetmesinin en önemli sebebi halkla ilişkiler görevini yanlış kişilere emanet etmiş olması.
SEÇİM ÖNCESİ DE FARKINDA DEĞİLDİ ŞİMDİ DE…
CHP seçimi kazanamadı belki ama, kazananı belirleyen parti oldu. Bu yönden bakıldığında CHP İlçe Başkanı Ahmet Köse ile Belediye Başkan adayı Hasan Kocatürk, oylardaki dağılmanın baş sorumluları. Yenişehir’i tanımayan Köse ile Yenişehir’i bilmeyen Kocatürk’ün birlikteliği CHP’ye pahalıya mal oldu. Kocatürk’ün aday adayı olmasında eski ilçe başkanlarından Fahrettin Kasap’ın yoğun ısrarlarının payı büyük. Kasap’ın, seçim sürecinde tam destek ve maddi kaynakların sağlanmasına yönelik sözlerine kanan Kocatürk kendisini adeta arenada buluverdi. Kocatürk’ün adaylığının kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Amerika’ya giden Kasap ise verdiği sözü nasıl tuttuğunu göstermiş oldu. Köse ise CHP’ye ödettiği bedelin farkında değilmiş gibi görünüyor.