Dolar 34,6904
Euro 36,7503
Altın 2.961,86
BİST 9.652,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 14°C
Az Bulutlu
Bursa
14°C
Az Bulutlu
Paz 12°C
Pts 11°C
Sal 10°C
Çar 12°C

Keşke o kadar basit olsaydı

Ülke sorunlarının konuşulduğu ve hiç de umutlu olunamayan bir sohbette¸
“bizim için sorun değil de bu yeni yetişen nesil ne yapar? Nasıl yaşar? Bilmiyorum” diyerek konuya giren…

Keşke o kadar basit olsaydı
1 Şubat 2011 01:30
A+
A-

Ülke sorunlarının konuşulduğu ve hiç de umutlu olunamayan bir sohbette¸
“Bizim için sorun değil de bu yeni yetişen nesil ne yapar? Nasıl yaşar? Bilmiyorum.” diyerek konuya giren,
Cahit Sıtkı’nın hesabıyla ömrün yarısını çoktan geçmiş bir arkadaşın, devam eden konuşmasında kullandığı “ Ben, bu ülkede 18 yaşında olmak istemem” cümlesi üzerinde düşünülmesi gerekir.
Çok iyi hazırlanmış bir yol haritası olanların bile geleceğe güvenle bakamadığı bir ülkede, 18 yaşta olmanın omuzlara bıraktığı ağırlığı hissetmek ve bu ağırlığın taşınabilir olmadığını anlamak umut kırıcı.
Aslında, ülkemizin sorunlu insanları, 18 yaşında olanlarla sınırlı değil.
Her yaşta ve her gelir düzeyindeki insanlar, hem kendileri hem de ülkesi için gelecek kaygısı duyuyor.
Biz yaştakiler, çok bunaldıklarında; dönülmez akşamın ufkundayız, diyerek başlıyor, nasıl geçersen geç diye bitirebiliyor.
Ama hayata hazırlananlar için bu, o kadar kolay olmuyor.
18 yaşına geldiklerinde- bazen daha genç-  içinde bulundukları durumun farkına varanlar derin bir karamsarlığın içine düşüyor. Kendilerini sarıp sarmalayan hayatın karmaşası karşısında ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını bilemez hale geliyorlar.
Bazıları daha şanslı.
Bu sorunların çözümünü ve bu soruların cevaplarını bilen, aileleri var. Onlar adına düşünülmüş, onlar adına hazırlanmış çözüm ve cevap anahtarları ile yetişiyor imdat çığlıklarına.
Ancak, bu da sorunun kalıcı çözümü olamıyor. Sadece, onların büyüme yaşlarını yukarılara çekiyor.
Bir başka ifadeyle, bu hazırlıklar, çocuğun sadece büyümesini geciktiriyor.
Aile tarafından sunulan nimetler, bir ömür boyu ona yetmeyeceği için yaşamın sorunlarına dönmek, çözüm getirmek, sorulara cevap aramak zorunda kalıyorlar.
Bu durumda olanlar bazen, daha çok zahmet çekiyorlar.
Sonuç olarak; her tür cazibesine rağmen,  18 yaşında olmak, bu nedenle istenmiyor olsa gerek.
Yeni başlangıçlar, yeniden başlamak gibi algılanıyor.
Bir şeyleri değiştirmek için uğraş verilmemesinin,
Biz zamanında çok uğraştık, başkaları çalışsın demenin de satır aralarında bu anlayış, bu bakış açısı var.
Bu bakış açısının içinde ise 18 yaşındaki gencin umutsuzluğu yaşıyor.
Yani, kaç yaşında olunursa olunsun, umutsuzluk ve hatta çaresizlik, bu toplumda, genel bir rahatsızlık olarak oluşturuldu.
Keşke, moda tabirle ümitsizseniz ümit sizsiniz. Diyerek geçiştirecek kadar basit olsaydı.
Ama değil…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?