Tarihteki idam yöntemleri…
Kanım dondu geçmişteki idam yöntemlerini TV’den izlerken…
Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun yöntemler tüyler ürpertici…
Böylesine insan geçmişine sahip bir dünyada yaşamak yetmezmiş gibi şimdi de bu topraklardaki günümüz insanının geleceğe bırakacağı mirasa şahit oluyorum…
Kanım dondu geçmişteki idam yöntemlerini TV’den izlerken…
Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun yöntemler tüyler ürpertici…
Böylesine insan geçmişine sahip bir dünyada yaşamak yetmezmiş gibi şimdi de bu topraklardaki günümüz insanının geleceğe bırakacağı mirasa şahit oluyorum…
İdam yöntemlerini öğrenecek olursanız aklınıza mukayyet olmaya dikkat edin…
İnanması zor ama dediğim gibi insanın aklına gelmeyecek yöntemler pes dedirtecek türden…
Suçlunun vücudunun parçalanmasından tutun da yakılmasına, haşlanmasına kadar bir sürü insanlık dışı yöntemler…
Engizisyon mahkemesinin cadılar için verdiği idam cezası da oldukça enteresandı…
Cadı olduğuna karar verilen kadın suya atılıyor eğer boğulup ölürse mesele yok…
Ancak cadı boğulmamak için çırpınıp da su yüzüne çıkacak olursa bu sefer de su cadıyı kabul etmiyor diye çıkartıp yakıyorlarmış…
Suçlunun iki kolu ve iki ayağı, dört ata bağlanarak dört yana çekilerek parçalanması da enteresan bir yöntem…
En asil idam yöntemi ise yine asil olmaları nedeniyle padişahların ya da şehzadelerin kanlarının akıtılmadan idam edilmeleri gibi geldi bana…
Tabi bunda halifeliği de temsil ediyor olmaları nedeniyle kanlarının dini açıdan kutsal sayılması rol alıyor…
Dini açıdan deyince bugün radyoda yine çok sevdiğim ve bana huzur veren bir ses tonuyla konuşan kişinin söylediğine göre dişinde dolgu bulunan kişilerin içeriğinde bulunan bir madde nedeniyle cenabet sayılacağını da öğrenmiş bulunmaktayım…
Aynı zat veya zevattan 1 Nisan’ın aslında binlerce Müslüman’ın öldürülmesi hadisesine bağlı bir olay olduğunu ve şaka yapılacak tarafı bulunmadığını da öğrenmiş durumdayım…
Radyo kanallarının artık çoğunluğunda duymaya başladığım bu huzur veren ses tonlu ve bunlara çanak tutan değerli oylarınızla, yöntemlere bir yenisini daha Haziran 2011 ‘ de ekleyecek olmanın mutluluğunu duymaya başlayabilirsiniz…
Bu yeni yöntem bir kişinin idamı değil bir ülkenin olacak…