Küçük işler yapılmadan…
Birçoğumuz, hayatımızdaki zaman tüketici detaylardan şikayet ederiz.
Kısa sürede, küçük çabalarla çözebileceğimiz ufak tefek sorunlar için ciddi zaman ve emek harcamak zorunda kalmaktan yakınırız.
Sorgulamak isterseniz bunları, önemsiz ve küçük işler çıkar karşınıza.
Birçoğumuz, hayatımızdaki zaman tüketici detaylardan şikayet ederiz.
Kısa sürede, küçük çabalarla çözebileceğimiz ufak tefek sorunlar için ciddi zaman ve emek harcamak zorunda kalmaktan yakınırız.
Sorgulamak isterseniz bunları, önemsiz ve küçük işler çıkar karşınıza.
Küçük işler; adından da anlaşıldığı gibi küçük ama
Çoğumuzun önemsemediği ancak göründüğünden daha önemli işler bunlar.
İnsan yaşamını kolaylaştıran ya da zorlaştıran.
Küçük ama ihmali halinde büyük sorunlara neden olabilen işler.
Baktığında, görmeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar, daha çabuk kavrıyor bunları ve bunların ihmali halindeki sonuçlarını.
Küçük iş, büyük iş kavramları hayatımızın her aşamasında var.
Küçük bir çocuğun bile davranışları gözlendiğinde, yapabileceği işlerden çok, zorlanacağı işlere karşı ilgisinin daha yoğun olduğu görülür.
Evlerimizde erkeğin görevi büyük kadının ki küçüktür. Erkekler, küçük işlerle uğraşmaz.
Bir ülkenin, bir şehrin ya da bir köyün yönetiminden sorumlu olanlar, kendilerince önemli olan ve büyük saydıkları işlerle uğraşmayı tercih ederler.
Hemen tamamının, yapılacaklar listesinde hiç küçük iş yoktur.
Köy muhtarı, “muhtarlık binası yapacağım, köy kahvesi yapacağım” demez.
“Köy konağı yapacağım” der.
Belediye Başkanı,: “ İlçemizin ihtiyacı var, 500 kişilik çok amaçlı bir salon yapacağım” demez.
“Kültür sarayı yapacağım” der.
Sivil toplum kuruluşlarımız ile meslek odalarımızda da durum farklı değildir.
Çoğunun ayranı yoktur içmeye….
Herkes, kafasındaki büyük işin peşindedir ve İz bırakmak, kendinden söz ettirmek ister.
Neyin ihtiyaç, neyin lüks olduğunu bile bilmeden.
Küçük işler çoğu zaman yapılmaz.
Onların görevlisi vardır ancak onlar da kendi başlarına karar veremedikleri için o işler yine kalır.
Çoğu yönetimlerin başına dert olan da küçük sayılıp yapılmayan işlerdir.
Bizleri yönetenler, küçük işleri yapmadıkları için küçük tedbirleri almadıkları için fatura öderler ama daha fazlasını, bizlere ödetirler.
Neden sevmezler küçük işleri? Neden almazlar o küçük tedbirleri?
Çünkü bunlar küçük işlerdir ve onların hepsi büyük işlerin adamıdır.
Küçük işler her yerde. Fark edilmeyi ve yapılmayı bekliyor.
Küçük işler Belediye’de, küçük işler Milli Eğitim’de, Küçük işler Devlet Hastanesi’nde. Küçük işler resmi kurum ve kuruluşların tamamında. Küçük işler, sivil toplum örgütlerimizde. Küçük işler, siyasi partilerimizde. Küçük işler esnafımızda, sanayicimizde, sokağımızda ve evimizde.
Kısaca hayatın her alanında yapılmayı bekleyen binlerce küçük işimiz var.
İsterseniz önce onları görelim ve ne kadar önemli olduklarını anlayalım.
Sonra mı?
Sonrası çok kolay. Önem sırasına koyacak ve küçük işlerin kim eliyle ne zaman yapılacağını planlayacağız.
İçinde bulunduğumuz şartlar ile ihtiyaçlarımız arasındaki dengeyi kuracağız. Önceliklerimizi belirleyeceğiz.
Bunu yaparken de gerçekçi olacağız.
Bazılarımız bunun böyle olmadığını, birikmiş küçük işlerinin bulunmadığını düşünebilir.
Ama inanın var. Bakarsanız göreceksiniz, isterseniz çözeceksiniz.
Herkes kendi küçük işlerini sumen altından çıkarmalı, onları yapmaya başlamalılar, diye düşünüyorum.
Küçük işler yapılmadan, büyük projeler yapılamaz.