Eğitim-İş’e bayan başkan
Eğitim-İş Yenişehir temsilciliği genel kurulunu yaptı. Kurulduğu günden bu yana başkanlığını yapan Yağmur Yıldız, son genel kurulda aday olmadı. Yapılan genel kurulun ardından Eğitim-İş yönetim kurulu bayan bir başkan ile genç bir ekipten oluştu.
Seval Koca başkanlığında oluşan yönetim kurulu üyeleri geçen hafta gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz sahibi Hüseyin Şentürk ile bir süre sohbet eden sendikalı öğretmenler, Eğitim-İş olarak planlanan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Eğitim-İş’in son yapılan genel kurulunda görev ve sorumluluk alan Seval Kaça başkanlığındaki yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor:
Temsilcilik sekreteri: Murat Gündoğdu, mali sekreter Bülent Yörük, örgütlenme sekreteri Betül Eldemir, Özlük ve hukuk sekreteri Yüksel Atila, Eğitim sekreteri Naile Armağan ve Basın yayın TİS sekreteri Hülya Geçgel
Gazetemize yapılan ziyarette, son gelişmeleri değerlendiren Başkan Seval Koça’nın
“Örgütlü birey Olabilme” başlıklı açıklaması şöyle:
Demokratik yönetimlerde, demokrasinin kuralları ve işleyişi içinde, o toplumun özgür bireylerinin daha mutlu, daha huzurlu yaşayabilmeleri, demokrasi bilincinin kazanımı ile doğru orantılıdır.
Hak alma mücadelesi, en kutsal mücadeledir. Hak alma mücadelesinin ise başkalarının haklarına zarar vermeden yapılanı değerlidir.
Medeni toplumlarda örgütlülük, bir yaşam biçimidir. O toplumlarda insanların özgürlüğü, sivil toplum kuruluşlarında üyelikleri, onların toplum içerisinde yer bulabilmelerinde referans olarak görülmektedir.
Örgütlü yaşamın, insanca ve mutlu yaşam, örgütlü toplumun, mutlu ve güçlü toplum olduğunu, yaşadığımız bütün sorunları örgütlü mücadeleyle çözüleceğine inanan herkes, örgütlü olmanın mutluluğunu, kendi özgür iradesiyle seçerse o toplum özgürlüğün tadına varır. O toplumun bireyleri, sağlıklı düşünen, sağlıklı kararlar alan, kendi yaşamı ve içinde yaşadığı toplumun sorunlarının çözümüne sahip çıkan duyarlı bireyler olurlar.
Örgütlülükte bireyler baskıyla tehditle özel ve genel durumlar zorlanarak bir araya getirilirse o zaman esas amaçtan uzaklaşılır. Örgütler, siyasi anlayışların amacına hizmet eden yığınlara dönüşür.
Bugün, kamuda çalışan emekçilerin kazanımlar elde etmek amacıyla örgütlenmeye çalışıyorlar. Ancak objektif olarak baktığımızda bu örgütlenmelerin sağlıksız olduğunu görürüz.
Eğitim iş kolunda örgütlenen sendikaların yirmi yıllık çabalarında, kazanımlarının yok denecek düzeyde olması, tüm çalışanların sendikalara katılmayışı tartışılması gereken bir sorundur.
Bu güne kadar yetkili sendika olan Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-Bir-Sen sendikalarıdır. Kazanımların hepsini alt alta toplarsanız bir bütün yapmaz.
Bize göre yanlış olan; sendikaların siyasi partilerin arka bahçesi gibi çalışmalarıdır. Buralardaki topluluklar gönülsüz ve mutsuz topluluklardır.
Eğitim-İş olarak bizler; hiçbir siyasi partinin ve siyasi anlayışın içinde ve yanında değiliz. Bizler Atatürk ilke ve devrimlerine ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan özgür ve bağımsız bir Türkiye’nin var olmasından yanayız. Önce ülkemiz, sonra sendikamız diyoruz. Mücadelemiz, demokrasinin kuralları içerisinde, insanların özgür iradesinin baskı altına alınmadan verilmesi içindir. Çünkü örgütlü insan medeni insandır. Mücadelemiz bu anlayışla bundan sonra da devam edecektir.
Tüm kamu çalışanlarına ve eğitimci arkadaşlarımıza saygılarımızla.