Kolay gelsin…
Merhaba nasılsınız?
Teşekkür ederim, iyiyim, siz nasılsınız?
Bizler CHP´liyiz, seçimlerde desteğinizi almaya, oy istemeye geldik.
Ne veriyorsunuz?
Nasıl yani?
Benim ihtiyaçlarım var.
Nasıl ihtiyaçlar bunlar?
Buzdolabım eskidi, elektrik süpürgem çalışmıyor, çamaşır makinem zaten yok.
Biz nasıl vereceğiz?
Onu bilmiyorsanız, benden ne istiyorsunuz.
Bu sizin isteğiniz doğru değil ki
Doğru ya da yanlış, böyle. Her yıl seçim olmuyor. Değil mi ama?
Evet, her yıl seçim olmuyor. İyi günler size.
Size de iyi günler.
Bu diyalog, seçim çalışması yapan CHP´li kadınlar ile bir kadın seçmen arasında geçiyor.
CHP´li kadınlar şaşkın. İşin geldiği boyutu anlamakta ve yorumlamakta zorlanıyorlar.
12 Haziran seçimleri için çalmadık kapı ve uğranmadık ev bırakmayan, evde ya da sokakta, herkesle birebir iletişim kurup CHP´nin projelerini anlatan bu kadınlar, karşılaştıkları tablo karşısında suskun.
Böyle bir çalışma sırasında gördüm onları. Duyduklarına inanamamış, moralleri bozulmuştu.
Yaşadıkları şoku üzerlerinden atamamışlardı.
Bir süre sohbet ettik ve sonra birlikte hatırladık; Başbakan Erdoğan´ın vali ve kaymakamlardan ev ev dolaşıp kömür dağıtmalarını istediğini.
Tunceli Valisi iken 29 Mart yerel seçimleri öncesi yoksul vatandaşlara beyaz eşya dağıtımı yapan Mustafa Yaman´ı.
7 ay 15 gün hapse mahkûm edilerek kamu hizmetlerinden men edilen Mustafa Yaman´ın nasıl Giresun valisi olduğunu.
Giresun´dan Kırklareli valiliğine gidişi geldi gözlerimizin önüne.
Hatırladıklarımız bile yetti, bu insanların bu hale nasıl getirildiğini anlamamıza.
CHP´li kadınlar yaşadıkları şaşkınlığı üzerlerinden attıklarında, daha çok çalışmak gerektiğine dair inançları tazelenmişti.
Yıllardır AKP´ye bırakılan alanların doldurulması gerekiyordu.
CHP, halkla olan ilişkisini yeniden ve bir daha kopmayacak şekilde yeniden kurmalıydı.
CHP´li kadınlar, neyle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar doğru olanı yapıyorlardı.
Haftalardır sürdürdükleri seçim çalışmaları sırasında çok güzel tepkiler almışlar, hemen her yerde saygı görmüşlerdi.
Kısa sürede halka verilen güven, küçümsenecek, görmezden gelinecek türden değildi.
Yaşanan süreç içinde, herkesin bir parça sorumlu olduğu gerçeği ile yeniden başladılar.
Yeniden ve yeniden anlatmak için yollara düştüler.
Kolay gelsin.