YENİŞEHİR ADD’DEN ANLAMLI MESAJ
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Yenişehir Şubesi, Ankara’nın Başkent oluşunun 88. yıldönümü olan 13 Ekim tarihine ilişkin bir mesaj yayınladı. ADD Yenişehir Şube Başkanı Hüseyin Şentürk imzasıyla yayınlanan mesajda “Ankara’nın başkent olması saltanat heveslilerini rahatsız ediyor” denildi. Mesajın tamamı şöyle:
Dünyada emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk Kurtuluş Savaşı’nın merkezi ve Cumhuriyetin ilan edildiği; Atatürk’ün “Aydınlanma Devrimi”ni başlattığı Anadolu kasabasının, çağdaş – modern Türkiye Cumhuriyetinin kalbi olacak Ankara’nın Başkent oluşunu büyük kurtarıcı, Söylevinde şöyle anlatıyor: “Efendiler Lozan Antlaşması`nın eklerinden olan düşman işgali altındaki topraklarımızı boşaltma protokolu uygulandıktan sonra yabancı işgalinden tamamen kurtulan Türkiye`nin toprak bütünlüğü fiilî olarak sağlanmıştı. Artık yeni Türkiye Devleti`nin başkentini bir kanunla tespit etmek gerekiyordu. Bütün düşünceler Yeni Türkiye`nin başkenti Anadolu`da ve Ankara şehri olarak seçme lüzumunda birleşiyordu.
Türkiye Devleti`nin başkenti Ankara şehridir
Bu seçimde coğrafî durum ve askerî strateji en büyük önemi taşıyordu. Devletin başkentini bir an önce tespit ederek içten ve dıştan gelen kararsızlıklara bir son vermek şarttı. Gerçekten de bilindiği üzere başkentin İstanbul olarak kalacağı veya Ankara olacağı konusunda öteden beri içeride ve dışarıda kararsızlıklar görülüyor basında demeçlere ve tartışmalara rastlanıyordu. Bu arada İstanbul`un yeni milletvekillerinden bazıları Refet Paşa başta olmak üzere İstanbul`un hükûmet merkezi olarak kalması gereğini bazı örneklere dayanarak ispat etmeye çalışıyorlardı. Ankara`nın gerek iklim gerek ulaştırma araçları ve gelişme kabiliyet ve istidadı ve gerekse mevcut tessisler ve kuruluşlar bakımından hiç de uygun ve elverişli olmadığını söylüyorlar; İstanbul`un “payitaht” olması lâzımdır ve mutlaka olacaktır diyorlardı. Bu ifadeye dikkat edilirse bizim “başkent” deyimiyle kastettiğimiz anlam ile bu ifadelerdeki “payitaht” deyimini kullananların görüşleri arasında bir fark bulmamak mümkün değildir.Bundan dolayı bu konuda zaten kesinleşmiş bulunan kararımızı resmen ve kanunî yoldan ilân ettirerek”payitaht” sözünün de yeni Türkiye Devleti`nde kullanılmasına gerek kalmadığını göstermek lâzım geldi. Dışişleri Bakanı İsmet Paşa 9 Ekim 1923 tarihli tek maddelik bir kanun tasarısını Meclis`e teklif etti. Altında daha on dört kadar zatın imzası bulunan bu kanun teklifi 13 Ekim 1923 tarihinde uzun görüşme ve tartışmalardan sonra çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Kabul edilen kanun maddesi şudur :”Türkiye Devleti`nin başkenti Ankara şehridir.”
Ankara’nın başkent olması saltanat heveslilerini rahatsız ediyor
Büyük kurtarıcının ifadelerinden de anlaşılacağı gibi “Başkent” ile “Payitaht” sözcüklerinin ifade ettikleri arasındaki farkı, birinin yeni ve modern Türk Devletinin merkezini; çağdaşlık yolunda ilerlemenin baş şehrini ifade etmesine karşılık, diğerinin, “saltanat” sürmeyi koca bir imparatorluğun çöküşüne, parçalanmasına ve bir milletin esaretine yeğleyen anlayışın merkezini ifade eder. Osmanlının son dönemlerinde olduğu gibi “saltanat” sürme heveslisi olanların “yeni Osmanlı” söylemleri içerisinde gündeme getirmeye çalıştıkları İstanbul’u yeniden başkent yapma heves ve istekleri de tıpkı dün olduğu gibi, bir milletin geleceğini tehlikeye atma pahasına saltanat sürmeyi yeğlemelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak başarılı olamayacaklardır. “İlelebet yaşayacak” Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilelebet Ankara olacaktır.