Ne olacak bu TSO binasının hali?
Bu Soru çevresinde oluşmuş olan beklentilere cevap Belediye Başkanı Cingil ’den geldi.
TSO, işin orasını burasını araştırıyoruz, oraya buraya bakacak, ona buna soracağız gibi esnek ve ne anlama geldiği bilenmeyen ifadelerle geçiştirmeye çalışadursun,
Belediye, TSO’nun sözleşmesini iptal etti.
Bu kez de;
Ne olacak bu işin sonu? Diye sorulmaya başlandı.
TSO’nun yöneticileri dışında herkes bu soruya cevap arıyor.
Bilen bilmeyen, ilgili ilgisiz ama hemen herkes aynı anda yeniden döndü konuya.
TSO yönetimi, kamuoyu önünde yaşanan bu olayın bir parçası değilmiş gibi susmayı tercih etmekle kalmıyor, anlaşılan o ki kendi yönetiminde de konuyu konuşmuyor.
“Kimse ağzından bir şey kaçırmasın. Durun bakalım ne olacak? Öyle ya da böyle bir sonuca varılacak” türünden anlamsız geçiştirmeler, “ Belediye ne yaparsa yapsın biz bir şey yapmayacağız” şeklinde algılanan tutumla sürdürülmeye çalışılıyor.
TSO yönetimi sanki, olup olmadığı tartışılan bir Abi’nin gelmesini bekliyor.
Abi gelecek, Başkan Cingil’e dersini verecek.
TSO’nun abisi var mıdır bilmiyorum ama içinde bulunulan durumda üç sözcüğü bir araya getirerek bir açıklama yapamamak gerçekten anlaşılır değil.
Bu tavır, TSO hakkındaki şüpheleri haklı çıkaracak kadar uzadı.
Nedir o şüpheler?
TSO yöneticileri, Başkan Cingil ile olan arkadaşlık ve benzeri ilişkilerine güvenerek,
Hatta bu ilişkinin boyutlarını biraz da abartarak,
Yapması gerekenleri, yapması gerektiği gibi yapmamış mıdır?
Yenişehir Belediyesi’ne onaylatılan proje ile uygulanan proje bir birinden tamamen farklı mıdır?
Gün ola harman ola, diyerek çıkılan bu yoldan geri dönüş unutulmuş mudur?
TSO yönetiminin elinde, bu işin içinden çıkacak bir yol haritası var mıdır?
Yoksa gelişmeler beklenecek ve süreç yeniden başladığında kendi yaptırdığı binanın kiracısı olarak yeniden ihaleye mi girecek?
Daha net soralım,
Belediye bu yere el koyacak, kiraya verecek ve TSO, bu kez kiracı olarak mı bu binanın kullanıcısı olacak?
Umarım; TSO yönetimi ne yapmak istediğini biliyordur.
Umarım; TSO bu işten yara almaz.
Belediye, kendi cephesinde olup bitenleri net olarak anlatıyor.
İşin güzel tarafı, anlattıklarıyla yaptıkları arasında tutarlılık var.
Umarım, TSO da olup bitenler hakkında bir açıklama yapar ve herkes gibi biz de konuya bir de onların cephesinden bakma şansı buluruz.
DAHA FAZLASINI ZATEN YAPAMAZSINIZ
Van depreminde hayatını kaybeden 63 öğretmen nedeniyle başta İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere tüm öğretmen sendikalarından ve de birey olarak öğretmenlerden bir tepki bekledim.
Hiç birinden TIK yok.
Biraz safça olacak ama aynı beklentim Cumhuriyet Bayramı törenlerinin iptal edilmesinden sonra da oluştu.
Birileri çıkar, ne oluyor? Diye sorar diye düşündüm.
Yine, TIK yok.
Beklenti dediysem, ortalıyı birbirine katın, taş üstünde taş bırakmayın, sokağa çıkın türünden şeyler değil,
Çok daha mütevazı, çok daha yapıcı, çok daha basit ama insani idi.
Olmadı.
Çok daha sıradan, çok daha basit nedenler için-ders ücretlerinin kesilmesi gibi- tepki veren öğretmen ve öğretmen sen- dikalarından TIK sesi alamadım.
Ne mi yapılabilirdi?
İlçe Milli Eğitim’in uyarısı ile-aslında gerek bile yok- depremde hayatını kaybeden öğretmenler için okullarımızda bir dakikalık saygı duruşu yapılabilirdi.
Yapılan yardım kampanyalarına; öğretmen, öğrenci ve veliler katkı ve katılıma davet edilebilirdi.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptal edilmesinden rahatsızlık duyulabilir ve gösterilebilirdi.
Kısaca, hayatını kaybeden 63 öğretmenimiz ve hala kayıp olan ya da göçük altında bulunan 54 öğretmen için bir şey söylenebilirdi.
Ama yapılmadı.
Yapılacakları sıralayıp listeyi uzatmak, gereksiz bir çaba olur.
Daha fazlasını zaten yapamazsınız.
