CHP’Lİ KADINLAR MECLİSTE
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yenişehir Kadın Kolları seçme ve seçilme hakkı verilişinin yıldönümünde önce Belediye Meclis toplantısını izlediler sonra da Belediye önünde basın açıklaması yaptılar.
CHP kadın kolları adına Serpil Kayar imzasıyla yapılan yazılı basın açıklaması şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, 1926 – 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olabilmesini hedeflemişti.
Eski Türk Devletlerinde kadınlar aile hayatında, mirasta, devlet yönetiminde hak sahibiydiler. Osmanlı Devleti’nde ise kadınlar birçok sosyal, kültürel ve siyasi haktan mahrumdu. Örneğin; nüfus sayımında toplama dahil edilmiyorlardı, aile hayatında haremlik-selamlık vardı, yüzlerini peçeyle örtmek kanunlar nedeniyle zaruriydi, evlenme, boşanma ve miras işlerinde ikinci plandaydılar ve devlet memuru olamıyorlardı..
Türk kadını, yüzyıllardır özlemini çektiği haklarına sahip olmada; en azimli, inançlı ve güçlü desteği Atatürk’ ten almış ve çağdaş ülke kadınlarının önüne geçmiştir. Laikleşme yolunda atılan her adım kadınları karanlıktan aydınlığa çıkarma yolunda bir aşama olmuştur
Kadınlarımıza, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur. Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda birçok Avrupa devletlerinde bile bulunmayışı, Atatürk’ün kadın haklarına verdiği değer ve önemi en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Örneğin; İtalya’ da kadınlar ancak 1948 yılında seçimlere girebilmişler. Japon kadınları ise seçim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir. Medeni Kanun’ ları aldığımız İsviçre’ de ise, kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamazken, , Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatle kullanacaktır.
Gerçekten de Türk kadını, öncelikle kurtuluş savaşında, yurdun bağımsızlığını kazanmasında. Sonra da yeniden inşasında, kendisine güvenen ,çağdaş bir ortamda insanca yaşaması için gerekli hakları veren Atatürk’ ü hiç yanıltmamıştır. Evini ve işini ustalıkla yöneten kadınımızın ,mahallesini, köyünü, ilçesini, ilini, ülkesini de en iyi şekilde yönetebileceği açıktır..
Bilinçli bir toplum oluşması için kadınlar eğitimde, siyasette, yönetim kadrolarında, karar alma mekanizmalarında yani hayatın her alanında erkeklerle eşit haklara sahip olmalıdır.:
“Kadınlarımız kendisine verilen haklarını yine kendisi elde etmeli ve onun mücadelesini yapmalıdır.., Çünkü onlar Cumhuriyetin aydınlık yüzleridir. Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…