PATLAK TOPA HAVA BASILMAZ
Sıradan bir işyerinden, siyasetin en üst noktasına kadar hemen her alanda yönetici olanlar, ekip olamamaktan, ekip ruhu yaratamamaktan şikayet ederler.
Ekip olmanın önündeki engelleri sıralarken de birbirinin altını oymayı, kavga etmeden tartışmanın zorluğunu, örnek olarak gösterirler.
Sorunun temelinde ise küçük bir başarı sonrasında, şişen egoları nedeniyle gerçek değerlerini unutan, grup mensupları vardır ve bunlar ekip çalışmasının sabote ederler.
Birden fazla sayıdaki insanın bir araya gelmesine ekip denilebilir.
Bu halde bile ego savaşı çıkabilir. Buna üçüncü bir kişi daha eklendiğinde ise bu iş daha karmaşık bir hal alır.
İki kişiyle “senin dediğin, benim dediğim, şeklinde başlayan çatışma, üçüncü şahısla, birinin ötekisini kendi yanına alma isteğine dönüşür.
Bu gerçekleştiğinde ise üçüncü için kumpaslar hazırlanmaya başlanır.
Bu durum ekip elemanlarının sayısına paralel olarak sürer ve kumpas sayısı artar.
Bu nedenle, kısa süre içinde kişiler, sonrasında ise gruplar arasındaki çatışma derinleşir ve oynanan oyunlar ile hazırlanan kumpaslar, çözülmesi güç düğümler oluşturur.
Egoları doğrultusunda hareket etmeye başlayanları, önce çevresindeki yakın arkadaşları fark eder. Kendilerinin, içine düştükleri bu uyku halinden kurtulmaları ise ya hiç mümkün olmaz ya da zaman alır.
Gerçek durumla yüzleşme cesaretini bulamayanlar için en kolay yol, içinde bulundukları hali sürdürmek olur.
Sürdürdükçe daha belirsiz bir konuma geçeceklerini bile anlamadan yaparlar bunu.
İnsanın kendisini çaresiz hissettiği dönemlerde, zihninin oluşturduğu ikinci kişiliğin adıdır ego.
Ve “ patlak topa hava basmak” gibidir.
Bu nedenle her şişirildiğinde yeniden iner.
Ego için asıl önemli olan itibar olduğu için zor olur gerçeği kabul etmek.
Şişik egolu insanların başarıyı paylaşmaları mümkün değildir. Başarı, tek başına onların olmalıdır. Bunun için çevresinde bulunan herkesin üstüne basmayı göze alırlar.
Sözün özü şu;
İnsanın yapmak istedikleri ve olmak istedikleri vardır.
Hedefleri ve bu hedefler doğrultusundaki çabaları da anlaşılır bulunmalıdır.
Burada önemli olan, hedeflerimizin, egolarımız doğrultusunda değil, kendi kontrolümüz ve isteğimiz doğrultusunda gelişmesidir.
Hedefi bile olmadan başkalarına hedef belirlemeye kalkanlar da egolarının kurbanıdır.
Şişik egoluların aradığı itibardır.
Hedefsiz insanların itibar peşinde olmaları bundandır.
Hedefi olmayanların başkalarına hedef göstermesi ise sürdürülebilir olmadığı gibi tehlikelidir.
Çevresinde bulunan herkes, onları çabuk fark eder ve itibar fakiri bu insanları tecrit eder.
Önce çok kızıp eleştirdiğimiz ama sonra sağlıklı düşünemedikleri için bağışlayıp doğal bulduğumuz bu insanları fark etmek, yeterli bir tedbirdir.
Patlak topa hava basılmayacağını öğretmek, belki mümkündür ama
Benim işim değil.
Millete akıl verenler önce kendilerine uygulasın verdikleri akılları.
Millete akıl verenler önce kendilerine uygulasın verdikleri akılları.
Patlak topa hava basılmaz tabi ki ama havanda su da dövülmez bizimoğlan.