BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM?
Mesela seni eleştiriyorum diyelim…
Evet evet seni…
Sana söylüyorum…
Sağa sola bakma öyle, bu haftaki muhatabım sensin. Bu yazıyı sana yazdım.
“Eğer size yapılan eleştiriler karşısında öfkeleniyor, üzülüyor ve kabullenmekte güçlük çekiyorsanız size birkaç önerimiz var!” şeklinde başlayan bir yazı ilişti gözüme geçtiğimiz günlerde bir dergide.
Bir kişisel gelişim uzmanı tarafından hazırlanan bu yazıyı okuyunca aklıma sen geldin.
Baştan sona senden bahsediliyordu yazıda sanki. Kulakların çınlamış mıdır bilmem ama seni andım bunu bilesin.
Aslında seni ilk defa anıyor da değilim hani…
Dergideki kişisel gelişim uzmanı sormuş mesela:
“Size yapılan eleştiriler karşısında alınganlık veya öfke gibi hisler mi yaşıyorsunuz?”
Senin de bu duyguları yaşadığını görüyorum.
Bak, senin içini rahatlatayım; Eleştiri karşısında duyulan bu hisler gayet insaniymiş ancak aynı zamanda eleştirileri kabullenmek ve kaldırabilmek de büyük bir erdemmiş…
Bu durumda sıkıntı yaşayanlara önerilerde bulunmuş uzmanımız. Yapılan eleştirinin iyi veya kötü niyetli olup olmadığını anlamak ve sizi eleştirenler karşısında adım adım uygulamak üzere birkaç öneri sunmuş. Dikkatli okursan faydalanacağına inanıyorum…
“Kimse mükemmel değildir” önce bunu kabul et
Şarkısı bile var: “Hatasız kul olmaz” lafını hatırlatman gerekiyor kendine. Hata yaşamın bir gerçeğidir ve yaptıklarından ders alarak hataları tekrar etmemeyi öğrenirmiş insan. Hayatta en başarılı olan insanların asla hata yapmayan insanlar değil, hatadan sonra ayakta kalabilen insanlar olduğunu unutmayacakmışız. Gerçi sen hatadan ders almak konusunda biraz eksiksin ama olsun. Zararın neresinden dönülürse kârdır!
Önce kendini sorgula
Eleştirildiğinde ters davranıp negatif tutumlar sergilemek yerine, sorgulamayı deneyecekmişsin.
“Mesela karşındaki kişi bu eleştiriyi neden yaptı? Belki karşındaki senin yaptığın hatayı vurgulamak ve tekrarlamamanı sağlamak için eleştiri yapıyordur.” Olamaz mı?
Bak sanki burada da benden bahsetmiş uzmanımız. Ben de çoğu zaman hatalarının farkına varmanı istemiştim. Gerçi anladığın pek söylenemez ama olsun…
Pozitif yaklaşımdan sonra konunun detaylarını tarafsız bir şekilde anlamaya çalışacakmışsın. Sağdan soldan gaz almayacakmışsın.
Konumuzla alakası pek yok ama araya sıkıştırayım. Yanındaki bazı tipler sana hiç yakışmıyor.
Bak bu çok önemli: “Seni eleştiren kişinin istediği gibi davranırsan senin yararına mı olur, zararına mı? Onun değerlendirmesini yapacaksın. Böylelikle eleştirinin kötü amaçlarla mı yapıldığını çözebilme fırsatın olacak.”
Sakinliğini koruyacaksın
Bunu yapıyor gibi görünsen de aslında sakinliğini korumak konusunda pek de başarılı olmadığını düşünüyorum.
Öfke kontrolü aslında hayatımızın her alanında uygulanması gereken bir yöntemmiş. Eleştiri karşısında duyarsız al demiyorum elbette. Ama gösterdiğin tepki de ipe sapa gelsin yani…
Hem sakin değilsin, hem de eleştiriye verdiğin yanıtlarda karakter sorunlarının olduğunu dışa vuruyorsun.
Ne demiş atalarımız “Öfkeyle kalkan zararla oturur”
Sakinliğini korursan seni eleştiren kişiyle daha kolay ve doğru bir iletişim kurarmışsın. Gerçi ben almayayım, senin gibilerle iletişim kurmasam da çok şey kaybetmiş sayılmam diye düşünüyorum.
İşte, bu da önemli: En çok kızdıran eleştiriler gerçeklik içeren eleştirilermiş. Bu tür eleştiriler seni çok kızdırıyormuş ama kızgınlığının geçmesi için hatalarını nasıl düzeltebilirsin, onun yollarını düşünmen en doğrusuymuş. Asarım, keserim, yakarım, yok ederim, biteceksiniz gibi cümleler yerine kendini yıpratmadan şapkayı önüne koymak gerekirmiş.
Bak, derginin gelecek ayki sayısında da “Öfke nasıl kontrol edilir?” yazısını okuyabilir, tavsiyeleri uygulayabilirmişiz.
Geçmiş sayılarda da Sabır nasıl kazanılır? Ben nerde yanlış yaptım? ve Zor insanlarla başa çıkmanın yolları başlıklarıyla çıkan yazıları okuyabilirmişiz.
Bana ulaş, o yazıları da gönderirim sana.