BU FİLMİ KAÇIRMAYIN

Havalar serinlemeye başladı mı sinema vakti de gelmiştir benim için. Filmler gişelerde yerini alırken hafta sonu planlarım da değişmeye başlar…
Geçmişte olduğumun tersine ne zaman bir Türk filmi vizyona girse usta bir yönetmenden çıkma, kaçırmamaya çalışırım. İşte onlardan biri ‘Uzun Hikâye.’
Bir uzun hikâyedir anlatılan. Belki de sevda masalı demek daha doğru…
Genç adamın sesinden dinleriz hikâyeyi…1940’lı yıllarda ufacık bir çocukken dedesiyle Bulgaristan’dan göç etmiştir babası. Yokluk yıllarıdır… Bir kıza âşık olur. Kaçırır, evlenirler. Böylece başlar hikâye…
Deli gibi âşıktır babası. Anne de güzel mi güzel bir peri kızı…
Çocuk rüyalardaki gibi bir sevgi ortamında büyür. Yoksul ancak mutludurlar. Çocuk hayrandır babasına. Onun gibi olmak ister… Ancak mutlulukları kısa sürer. Karanlık günler kendini gösterir…
Annesini kaybetmesinin ardından babası ile yaşadığı uzun, çalkantılı hayatı dile getirir genç adam…
Bu onların hikâyesidir: Anne, baba ve bir küçük oğlan, inanılmaz hayat mücadeleleri ve her şeye rağmen umut dolu yürekleri…
Baba karakterinde Kenan İmirzalioğlu, haksızlıklara baş kaldıran, sıra dışı bir insanı, Bulgaryalı Ali’yi oynuyor. Ailesine son derece düşkün, hayata daima kocaman ve aydınlık bir gülümsemeyle bakan, onurlu ve âşık bir adam.
Herkesin hakkını alması gerektiğine inanan bir hayat anlayışına sahiptir. Karşı koyamadığı, eşitlik ve adalet tutkusudur. Onun kitabında, “adam sende” deyip görmezden gelmek, makam gözeterek yalakalık yapmak yoktur. Bu nedenle adı ‘Sosyalist Ali’ye çıkmıştır.
Her gittiği yerde haksızlıklar, haksızlığa uğramış insanlar karşısına çıkar. Mücadele eder. Tabii bu hali, insanları sömüren, onların sırtından geçinen kimi makam sahiplerini rahatsız eder. Ve sonunda hiçbir yerde barınamaz, hiçbir işte tutunamaz olur. Kasabadan kasabaya göç etmek zorunda kalır.
Yönetmenliğini Osman Sınav’ın üstlendiği film, Mustafa Kutlu’nun ‘Uzun Hikaye’ adlı eserinden aynı adla beyaz perdeye uyarlanmış.
Film, İstanbul dışında altı ayrı kasaba ve istasyonda çekilmiş. Filmin senaryosunu Yiğit Güralp yazmış.
1940’lı yıllardan 1970’lerin sonuna kadar uzayıp giden, demir yolları boyunca devam eden ve kasaba kasaba süren kimi zaman hüzünlü, kimi zaman coşkulu, kimi zamansa romantizm yüklü bir film.
Kenan İmirzalioğlu’nu performansı unutulmaz kılıyor filmi. Ancak diğerlerinin de hakkını yememek lazım. Türk sinemasının usta oyuncuları bu filmde bir araya gelmişler; Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz, Cihat Tamer, Mahir Günşiray. Münire rolündeki Tuğçe Kazaz ise oyunculuğunun yanı sıra güzelliği ile büyülüyor.
Filmin müzikleri de uzun yıllar hafızalardan silinmeyeceğe benziyor. Ulaş Özdemir tarafından, filmin atmosferine uygun olarak yazılan eserler, geniş bir orkestra tarafından seslendirilmiş. Klarnet ve mızıka gibi çalgıların öne çıktığı müzikler, Anadolu’nun ücra köşelerinden bir başka güzellikte geliyor kulağa.
‘Süper Baba’, ‘Deliyürek’ dizileriyle televizyon izleyicisine kendisini sevdiren Osman Sınav, ‘Uzun Hikaye’ ile başarılı çalışmalarına bir yenisini eklemiş.
Filmi bir kez izlemek yetmedi. İşte arşivimde olması gereken bir film dedim kendime…
Mustafa Kutlu’nun eserlerini daha önce okumamıştım. Ancak Uzun Hikaye başı çekecek gibi görünüyor…
Bu arada film müzikleri de bir CD’de toplanmış. Tam bir şölen anlayacağınız… İnsanoğlu güzel bir şey keşfetmeye görsün…
Bu hafta sonu ne yapalım diye düşünüyorsanız, eşinizi, sevgilinizi, çocuğunuzu alın yanınıza, Uzun Hikaye’yi görmeye gidin. Kenan İmirzalıoğlu’nun kocaman gülümsemesinin ardındaki küçük şeylerle mutlu olmanın sırrını keşfedin.
Neyse uzun lafın kısası, hüzün kaplı masal tadındaki bu filmi kaçırmayın!