Bir yalanı 40 kere söyleseniz doğru olur mu?
“Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar” cümlesini ısrarla ve nefretle tekrarlayan bir başbakanın ruh halini yorumlayabilmek mümkün mü?
Tüm bu iddialara karşı “Camide içki içildiğini görmedim, camide yaralılara tıbbi müdahale yapıldı” diyerek dik duran müezzin, bizim şehirdeki din tüccarı, siyaset kuklası bazı müezzinlere de örnek olur mu?
Başbakan, “Benim başörtülü kızıma saldırdılar, yerlerde sürükleyip tekmelediler” diyerek yıllardır sürdürdüğü başörtüsü siyasetine farklı bir kulvar açarken, bölgede bulunan mobese kameralarının olayın yaşandığı iddia edilen saatlerdeki kayıtlarına neden ulaşılamıyor?
“Elinde palasıyla halka saldıran, sokaktaki bir adamın boynunu yaralayan, bir kadına acımasızca tekme atan, onlarca kişiye saldıran palalı bir caniyi salıvermek de neyin nesi?
Senin saldırıya uğradığı bile meçhul olan hayali “başörtülü kızın” insan da elinde palayla sokağa salıverilen adamın tekmelediği başörtüsüz kadın insan değil mi?
“Elimizde görüntü var, cuma gününe kadar açıklayacağız” diyen başbakana aradan kaç cuma geçtiğini sormak gerekmez mi?
19 yaşındaki gencin Eskişehir’in ara sokaklarında coplarla linç edilerek öldürülmesinin de görüntüleri elinizde mi?
Güney Doğu’da devletin egemenliğine hiç olmadığı kadar meydan okunduğu şu günlerde, başbakanın Gezi Protestocuları Türk bayrağı yaktı iddiasını ne kadar samimi buluyoruz?
“Yaşananların arkasında yahudi faiz lobisi var” diyen bir başbakanın faizden ve yahudi sermayesinden gerçekten rahatsız olduğu düşünülebilir mi?
Türkiye’nin dört bir yanında çevre talanı sürerken ve su kaynakları dahil olmak üzere doğal alanlar özel sektöre peşkeş çektirilirken “2 milyar ağaç diktim” diyen bir başbakanın matematik bilgisini sorgulamak gerekmez mi?
“Ben herkesin başbakanıyım” dedikten sonra “Yüzde 50’yi evinde zor tutuyoruz” cümlesini kuran bir başbakanın toplumun her kesimini kucaklaması mümkün mü?
İnsanlar belediyelerin imkanlarıyla AKP mitinglerine taşınırken, “Eylemciler para aldı” iddiasını tekrarlamak ne kadar gerçekçi?
“Eylemciler Polis öldürdü” iddiasını ortaya atarken polis kurşunuyla vurulan vatandaşı görmezden gelmesi insanlığın hangi seviyesi?
“İleri demokrasi ülkesiyiz, hukuk devletiyiz, herkese eşit mesafedeyiz” yalanlarına inanmamızı gerçekten bekliyor musun?