Alternatif seyahatler

Günümüzde tatile gitmek bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç halini alırken sağlığımız, düşünce yapımız ve hayatımız ile ilgili büyük kazançları da beraberinde getiriyor:

Dinlenmek, eğlenmek, biraz olsun yaptığınız işten, okul hayatından, yaşadığınız yerden uzaklaşmak, sonrasında ruhen ve bedenen daha sağlıklı olarak geri dönmek…
Ancak hem yararlı hem de en keyifli şeylerden biri de olsa bir süre sonra eskisi gibi tat vermeyebiliyor. Beklediğiniz o kıpırtıyı yüreğinizde eskisi gibi hissedemeyebiliyorsunuz. İşte size içinizde tatil coşkusunu yeniden yaratacak birkaç alternatif seyahat: Başka bir zamana ve mekâna yolculuklar gibi…

Yazarların izinde seyahat etmek…
Yazarların izinde seyahat edebilirsiniz. Mesela Dostoyevski’nin Rusya’sını keşfetmeniz mümkün. Kulağa hoş geliyor değil mi? Peki, bu nasıl olacak?
Yolculuğa çıkmadan önce sevdiğiniz yazarların eserlerini okuyarak bir rota belirleyin. Kitaplarında bahsettiği yerler, onun ya da kahramanlarının yaşadığı şehirler sizin keşif noktalarınız olsun. Ne zaman, nerede, ne yapmış? Bunlar üzerine düşünün. Bir kafede oturup gezdiğiniz yerler üzerine not tutun. Fotoğraf çekin. O dönem ile bugünkü arasındaki farklılıkları tespit edin.
Göreceksiniz, seyahat ederken adeta o dönemi yaşayacaksınız. Rusya’yı Dostoyevski ile birlikte gezeceksiniz. Müze evini ziyaret ederek sonlandırabileceğiniz gezi diğerlerinden çok farklı olacak. İz sürerken eğleneceğiniz gibi entelektüel bilginiz de artacak. Hiç unutmam: Bir keresinde Orhan Pamuk’un Kar romanındaki kahramanı Ka’nın peşinden Kars’a gitmiştim. Hayaletlerin izini sürmek gibi bir şeydi bu. Dostoyevski veya bir başkası, vakit geçirmeden kiminle seyahat edeceğinize karar verin.
Kamp hayatını tatmak…
Kamplar da bir başka alternatif. Çalışma kampları, felsefe kampları, sanat kampları gibi… Özellikle genç arkadaşlarıma tavsiye ederim. Tabii ruhu genç olanlara da. Yurt içinde ya da yurt dışında oldukça cüzi rakamlarla katılacağınız bu tür kamplarda tatil yapmanın yanı sıra pek çok kişi ile tanışacaksınız, zamanınızı daha yararlı uğraşlarla geçireceksiniz.
Çalışma kamplarında; boya, badana işleri, çevre temizliği, ağaç dikimi, park ve bahçe yapımı gibi çalışmalar yapılmaktadır. Üniversiteyi bitirdiğim yaz Gençtur adlı firma aracılığı düzenlenen böyle bir kampa rehber olarak gitmiştim. Çanakkale Belediyesi’nin davetlisi olup şehirde park düzenlemesi yapmıştık. Beş ayrı ülkeden gelen kampçılar olarak dostluk, yardımlaşma, kardeşlik adına en güzel örneği vermiştik.
Fotoğraf, resim, seramik, yoga, dans, drama, el sanatları gibi çeşitli sanat dallarında kursların aktif bir tatil anlayışı çerçevesinde verildiği kültür sanat kampları da tatil için güzel bir fırsat. Bildiğim kadarı ile Fethiye’de eski bir Rum köyü olan Kayaköy’deki Kayaköy Sanat Kampı bu tür etkinlikler düzenlemeye devam ediyor…
Nostaljik yolculuklar yapmak…
Bana göre en etkileyicisi nostaljik bir gezi yapmaktır. Mesela geçmişe yolculuk yapabilirsiniz.
Dr. P.J. Zwart, Zamanın Gizemi adlı kitabında, “Bir zamanlar oturduğunuz yere geri dönmek tamamen olanaklıdır, ama bir zamanlar yaşadığınız bir ana dönmek ne yazık ki olanaksızdır,” demiş. Doğru, ancak o gizemi yakalamanız mümkün.
Hayatınızın bir bölümü başka bir şehirde ya da ülkede geçtiyse oralara gitmenizi tavsiye ederim. Özellikle çocukluğunuzun geçtiği yerleri görmek daha önce yaşamadığınız duygular yaşatacaktır size. Sarsılmış, silkelenmiş olarak geri dönersiniz.
Birkaç yıl önce böyle bir seyahat yapmıştım. Tam yirmi yedi yıl öncesine gittim. Tokat’ta ve Erzincan’da yaşadığım o çocukluk günlerime… Okulumu, evimi, sokaklarımı yeniden gördüm. Unuttuğumu sandığım her şey zihnimde yeniden canlandı. Şanslıydım, Tokat’taki evimiz otel olmuştu. Tahmin ettiğiniz gibi, evimde uyumak kısmet oldu. Çok ama çok farklı duygular yaşadım o gece. Sonrasında okulumu ziyaret ettim. Hatta hiç unutmam, bir Cuma günüydü. Bahçesinde toplanan öğrencilerin arasına katıldım, gözlerim yaşlı Marşımızı okudum. Yaşadığım o dakikaları tarif etmem imkânsız. Bu, hayatımın en güzel ve en anlamlı yolculuğuydu…