Altyapı masalları
Yerel idarecilerin en sık başvurduğu yalanların başında gelir ‘altyapı yatırımları’ hikayesi.
Yönettikleri yerleşim yerine yıllardır görünen biri çivi çakmamış olmalarının nedeni bellidir;
Altyapı çalışmalarına ağırlık verilmiştir.
Yetersizliklerin gizlenmesi için yöntem bellidir:
Altyapı hizmetlerine ne denli önem verildiği sık sık anlatılmalıdır.
Memlekete döşenen boruların çapı ile boylarının konu edildiği haberlerle sık sık gündem oluşturulmalıdır.
Bir iş makinesinin veya kum yığınının önünde verilen bir başkan pozu gibisi yoktur.
Çalışıyor imajı vermek için bire bir olsa da bayatlamış bir yöntem ve komik bir görüntü olduğu kesindir.
Geçmiş yönetimlere çamur atmak da ihmal edilmemelidir.
Suçlu geçmişteki idarecilerdir.
Onların ihmalleri nedeniyle kanalizasyon ve içme suyu projeleri gecikmiş, bizimkinin kucağına kalmıştır.
“Geçmişteki yöneticiler altyapıyı ihmal etmeseydi şimdi başka projelere ağırlık verebilirdik” diyerek sıyırmaya çalışmak en çok tercih edilen yöntemdir.
Geleceğe yönelik atıp tutmakta ise sakınca yoktur.
“Şehrimiz gelecek 50 yıl boyunca altyapı sorunu yaşamayacak” şeklindeki sallama cümlesi uygundur.
“Bütçemizin çoğunu yer altına gömdük” gibisinden cümleler toprağın üstünde hizmet göremeyen vatandaşları avutan bir ninni niteliğindedir.
Ancak toplumu uyuttuğunu sanmak en büyük yanılgıdır.
Kendi siyasetini başkalarının siyasetine göre şekillendirenler,
Koyunun bulunmadığı yerde kendisine Abdurrahman Çelebi rolü biçen idareciler kaybederler.
Hizmet çıtasını muhalefetin seviyesinin biraz üstünde tutmayı yeterli gördükleri için…
Ve toprağın altına gömülen aslında para ve hizmet değildir.
Vatandaşın çağdaş bir çevrede, insanca yaşamaya olan özlemidir gömülen.
Siyaseti hizmet etme amacı değil, yükselme aracı olarak kullanan siyasetçiler için yalanın ve de dolanın hükmü yoktur.
Yüz kızarmaz.
Ses titremez.