Ayran kalmaz ise içmeye…
‘Limit yetersiz’ deyince gişe memuru, bir an duraksadım kaynar suların durmasını beklerken…
Beş on dakika süresi kalmıştı Yalova’dan Pendik’e hareket edecek arabalı vapurun…
Yedi liralık biletin parasını ödemeyen kredi kartı şokunu birkaç saniyede atlattıktan sonra cebimdeki parayı hesaplamaya çalıştım…
‘Limit yetersiz’ deyince gişe memuru, bir an duraksadım kaynar suların durmasını beklerken…
Beş on dakika süresi kalmıştı Yalova’dan Pendik’e hareket edecek arabalı vapurun…
Yedi liralık biletin parasını ödemeyen kredi kartı şokunu birkaç saniyede atlattıktan sonra cebimdeki parayı hesaplamaya çalıştım…
Pendik’ten Sabiha Gökçen’e geçmeden önce bir internet kafede yazmayı planladığım bu haftaki yazıyı biraz unutma pahasına yaka cebimde vapura yetecek para olup olmadığını düşündüm…
Gerçekten de yedi lirayı karşılayacak miktarda yani sekiz lira mevcuttu memura uzattığım avucumda…
Baş parmağım ile üzerine bastırdığım bir liranın haricindeki paralar avucumdan memurun önündeki tezgaha dökülürken çıkan tıkırtı ile vapur biletini alacak olmanın heyecanıyla atan kalbimin tıkırtısı birbirine karıştı…
Hey koca Hulusi dedim kendi kendime merdivenlerden vapurun üst katına çıkarken…
Koca kavramı, evli olmamdan dolayı ya da yaşım veya kilom açısından değil de dışardan bakılınca adam yerine konulma saygınlığını kazanmış biri olmamla ilgili…
‘Koca Hulusi yakışıyor mu bu sana’ dedim vapura binmeden önce yarısı içilmiş sigarayı yaktığım ama bitmiş olmasına rağmen hala elimde tuttuğum çakmağı yaka cebime koyarken bir liraya çarptığında çıkardığı sesi duyduğum anda…
Uçakla gitmeyi tercih etmemin nedeni, gideceğiniz tarihleri çok önceden kestirirseniz kırk dokuz liraya bile bilet bulabiliyorsunuz…
Beş gidişe bir de bedava uçuş var…
Bu yüzdendir niyetlenmem uçakla gitmeye Mersin’e ayranım yokken içmeye…
Mersin diyorsam, Adana’ya kadar uçakla gerisi de servisle…
Bir liralık değeri vardı Koca Hulusi’nin, cebindeki para kadardır insanın değeri diye düşündüğüm için…
Hayatı başarılı yaşamanın formülü kolay aslında…
Önemli olan gelirin yüksekliği değil, gelirden daha az harcayabilmektir…
Tıpkı vücudun ihtiyacından fazlasını yemek ve fazla kilo gibi…
Oysaki bu hafta neler neler yazacaktım Timsah’ın gözyaşları ile ilgili…
Bilirsiniz Timsah yakaladığı avlarını yutarken boğazının darlığı nedeniyle gözlerinden yaş akar…
Açık alınlı olmasını dürüstlüğünden ziyade Frankeştayna olan tipik ve karakteristik benzerliğine yorduğum birisinin gözünde bu hafta bir kaç damla yaş vardı…
Timsahi tarafı da görülmüş oldu darısı insanisine…
Hepsi bir yana bırakın, sonuç olarak harcamalarınıza da kilolarınıza da dikkat edin…
Alınan kiloların da borç paraların da geriye kolay verilemediği kesin…