B.ka bastınız, ortalığı kirletmeyin
Yaşadığınız yerde, üyesi bulunduğunuz sivil toplum kuruluşunda yanlış yapılan işler var.
Ya da yapılamayan işler.
Sözüm ona bunlar sizin canınızı sıkıyor.
Sözüm ona rahatsız oluyorsunuz.
İlk yapılması gereken; aynı bünyede benzer rahatsızlıkları duyan başkalarının olup olmadığına bakmaktır.
Sorunun, doğru anlaşılması için bu kaçınılmazdır.
Bu aşamadan sonra, anladınız ki rahatsız olan sadece siz değilsiniz.
Bu tür durumlarda, sorunu ilk dillendiren olduğunuz için ilk adım sizden beklenir.
Atılacak adım nedir?
Sizin gibi düşünen insanlarla bir araya gelir ve nelerin eksik yapıldığını, nelerin yapılamadığını tespit edersiniz.
Sonrasında ise yapılacaklar listesi hazırlarsınız.
Rahatsızlık veren alandaki muhataplarınızın karşına çıkar ve bunları anlatırsınız.
Elinizi taşın altına koyar ve göreve talip olursunuz.
Anlattıklarınız, anlaşıldığında ise verdiğiniz taahhütler doğrultusunda çalışır ve herkesin farkı, fark etmesinin sağlarsınız.
Bu anlattığım işin doğal şekli.
Aynı konuda, doğal olmayan bir yöntem daha vardır.
Omurgasızlar, korkaklar ve riyakârlar için.
Bunlar samimi değildir.
Bunların samimiyetsizlikleri, bazen hemen bazen ise geç anlaşılır.
Bunlar da tıpkı doğal olanların gerekçeleriyle ortaya çıkarlar.
Benzer tespitler yapar, benzer çözümler önerirler.
Tek farkları,
Onlar ya hastadır, ya makam mevkide gözleri yoktur!
Makam mevki derdinde değildirler ama dışarıdan yönetmeyi severler.
‘Onun arkasında şu var’ şeklinde kendilerinin gösterilmesinden mutlu olurlar.
Bu ikinci türler, kendileri değil ama kendilerini temsil edecek vasıfsızları işaret ederler.
Başarırlarsa, sorumluluk almadan yetki kullanmaya çalışırlar.
Bir terslik olur da kendi desteklediklerine meram anlatamaz hale gelirlerse eğer,
‘Bu iş bunlarla olmaz’ demekten çekinmezler.
‘Ne değişti de siz bugün bu noktaya geldiniz?’ Soruları cevapsız kalır.
‘Bizim egolarımıza hizmet etmiyorlar’ diyemezler.
Ne derler?
“Biz bunların bu kadar beceriksiz olduğunu bilmiyorduk” derler.
Onlar der, demesine de bu nu kim yer, onu düşünmezler.
Samimiyetsiz oldukları için de sorun, büyümüş olmasına rağmen etkilenmezler.
“Ben boyumun ölçüsünü aldım” diyerek işin içinden sıyrılırlar.
Bunu derken bile çok çaba sarf etmiş insan edaları takınırlar.
B.ka basanların kendileri olduğunu bile bile,
Ayaklarındaki pisliği gittikleri yere götürmekten çekinmezler.
Yapmaları gereken, ayakkabılarını yıkayıp, çevreye zarar vermeden çekip gitmektir.
Benim tavsiyem;
Ortalığı kirletmeyin.
Toplumsal hafızayı yok saymayın.
Kendiniz dışındaki herkesi aptal zannetmeyin.
Öngörüsüz oluşunuzun, samimiyetsizliğinizin ve her şeyden önce beceriksizliğiniz ile tembelliğinizin belgelendiğini kabul edin.