Bir ‘Kıyak atama’ hikayesi
Hacı Mehmet Gani, Türkiye’nin İsviçre’deki Büyükelçiliği’ne basın ataşesi olarak atanır. 12 bin dolar maaşla göreve başlar.
Hacı Mehmet’in eşi de yine aynı şehirdeki Din Ateşeliğinde görevli olarak eş durumundan atanır. İlahiyat fakültesi mezunu falan da değildir, Kuran kursuna gitmiştir yalnızca. Onun maaşı da 8 bin dolardır.
Hacı Bey’in bir özelliği de son seçimlerde Amasya’dan AKP milletvekli adayı gösterilip seçilememiş olmasıdır.
Türkiye’yi Avrupa’nın merkezinde basın ataşesi olarak temsil etmekle görevli Hacı Mehmet Gani’nin ufak bir eksiği vardır. İsviçre’de kullanılan Almanca, Fransızca ve İtalyanca dillerini hatta İngilizce’yi bile bilmez. Gani’nin İngilizce bilmemesi dolayısıyla 6 bin dolara bir de tercüman tutulduğu Milletvekili Oktay Ekşi’nin meclise verdiği soru önergesiyle ortaya çıkar. Yine soru önergesinde yazılanlara göre, yabancı dil bilmeyen ‘Basın Ataşesi’ Mehmet Gani, 2012 yılında Kurban Bayramı dolayısıyla İsviçre basınına Türkçe olarak bayram tebriği gönderir. Ancak Türkçe bilmeyen ve Kurban Bayramı’ndan haberdar olmayan İsviçreli gazeteciler bu mesaja anlam veremezler.
Konu meclis gündemine taşındıktan sonra Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Hacı Mehmet Gani’nin kendini savunduğu metni de içine alan cevap yazısını Oktay Ekşi’ye iletir.
Hacı Mehmet Gan, verdiği cevapta 2008 yılında toplam 9 ay TÖMER’in İngilizce kurslarına gittiğini İngilizce’yi bildiğini iddia eder. Gerçi cevap yazısında bile ‘Nasılsın?’ anlamına gelen ‘How are you?’ cümlesini ‘Have are you?’ şeklinde yanlış yazar ama olsun…
Bir insana 9 ay boyunca günde 24 saat İngilizce eğitim verseniz yine de iş hayatında bu dili kullanabilmesinin imkanı yoktur.
Adalet’ten söz edenlerin Hacı Mehmet’lere kıyak kadro açmak için yaptığı kurnazlıkların ne ilki ne de sonuncusudur bu yapılan.
Asgari ücretliye 800 TL ile rahat rahat geçinirsiniz diyen bir Çalışma Bakanı’nın olduğu ülkede kendisi 12 bin, eşi 8 bin Dolar maaş alan devlet görevlilerinin olması neden garip karşılansın ki…
Yaşadığınız il veya ilçede çevrenize dikkatli bakın;
Seçim kaybeden siyasetçilerin milli eğitim müdürü olduğu, öğretmenlik ataması bekleyenlerin hastanelere yönetici olarak atandığı kıyak atama hikayelerinin kahramanı olan asalaklar göreceksiniz.
İşte bu,
‘Refah’ ve ‘Adalet’ vaadiyle yola çıkanların ülkeyi getirdiği durumdur.