ÇAP-SIZ-LAR
Yaklaşık 10 yıldır AKP kaynaklı gerginliklerin ve basiretsiz yönetim anlayışının sürüklediği çıkmazlara hapsolan Yenişehir, kaderiyle baş başa kalmaya devam ediyor.
Son olarak, AKP’li Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil’in, Ekim ayı başında gerçekleşen belediye meclis toplantısında, muhalefet meclis üyelerine söz hakkı tanımaması, konuşma sürelerini yönetmeliklere aykırı olarak 5 dakikayla sınırlı tutmaya çalışması ve “Kimsin Sen?” şeklindeki ifadelerle meclis üyelerini küçük düşürücü tavırlar içine girmesi bu yazgının en azından bir süre daha devam edeceğinin kanıtı.
Hafta içinde konuya ilişkin olarak muhalefet partileri AKP’li Başkanın tavırlarını eleştiren açıklamalarda bulunmuş ve başkanı istifaya davet eden ciddi tepkiler vermişti.
Ardından, AKP İlçe Başkanı bir açıklama yapmış ve kendince belediye başkanını savunmuştu.
Elbette samimi bulmadım…
Çünkü Nazif Tuna’nın Yenişehir’de AKP adına söylediği hiç bir şeyin, attığı hiç bir adımın kendisine ait, kendisine özgü olduğuna inanmıyorum…
Ülke genelindeki bir çok gerginliğin ve toplumdaki kutuplaşmanın kaynağı olan AKP’nin izlediği genel siyasete paralel olarak Yenişehir’de sürdürdüğü siyasetin toplumu gerdiğine, kurumların ve sivil topum örgütlerinin yerel yönetimle işbirliği imkanının ortadan kalktığına inanıyorum.
AKP’nin toplumu kutuplara ayırmış olması gerçeğine bir başka gerçek daha ilave etmek gerekirse şunu söyleyebilirim;
AKP, toplumu parçalara ayırırken ve ülkenin bütünlüğünün korunup korunmayacağı konusunda ciddi şüpheler uyandırırken, söz konusu bölünmüşlüğün AKP içinde de uzun zamandır su yüzüne çıktığı görülebiliyor.
Ancak, AKP tarafında su yüzüne çıkan bu bölünmüşlüğün gerçek anlamda fark edilememesinin sebebi MHP ve CHP’nin toparlanamamış görüntüsü…
Örneğin Yenişehir’de, AKP içindeki Cingil karşıtlarının önümüzdeki yıl yapılması muhtemel olan yerel seçimlere Cingil dışında bir adayla girme hayalleri gerçekleşir ve “çabalar” sonuç verirse izleyecekleri tek yol var;
AKP’nin 10 yıla yaklaşan Yenişehir’i yönetme serüveninde izlediği çapsız ve işe yaramaz politikanın tüm vebalini Bülent
Cingil’e yıkmak, günah çıkartmak ve AKP’yi temize çıkarmak…
Ancak, bugün Yenişehir’de yaşayan ve yaşadığı şehrin günden güne geriye gittiğini idrak edebilen her bireyin fark ettiği bir gerçek var ki; Bülent Hamdi Cingil’in tekrar aday olsa dahi asla ve asla Yenişehir’de seçim Kazanamayacağı…
Bu gerçek, sadece Bülent Hamdi Cingil’in idarecilik anlayışının olumsuz bir sonucu olarak algılanmamalı ve AKP’nin parti olarak Yenişehir’in yaşadığı sıkıntılarla ilgili sorumluluğu es geçilmemelidir. İşin bu noktasında “AKP ayrı, Bülent Cingil ayrı” şeklindeki stratejinin de bir işe yaramayacağı, AKP ile Bülent Cingil’in ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açıkça görülecektir.
Şunu açıkça ifade etmeliyim ki, Cingil’in bu güne kadar uyguladığı siyaset ile AKP’nin siyaseti arasında bir uyuşmazlık, bir farklılık ve çelişki yoktur. İşin vebali AKP’nindir…
Yenişehir’de AKP’yi, kapasitesi herkesin malumu olan, silik, yetersiz, Cingil’in güdümünde hareket ettiği yorumlarının yapıldığı ilçe Başkanı Nazif Tuna’nın temsil etmesi, AKP’nin Yenişehir’deki çapsızlığının açık bir kanıtıdır. Eldeki malzeme budur ve bünye içinden daha uygun alternatifler çıkartılamamıştır…