Dolar 34,6904
Euro 36,7503
Altın 2.961,86
BİST 9.652,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 16°C
Parçalı Bulutlu
Bursa
16°C
Parçalı Bulutlu
Cts 15°C
Paz 11°C
Pts 10°C
Sal 10°C

ÇİFTÇİYLE ALAY EDEN İLÇE BAŞKANI

ÇİFTÇİYLE ALAY EDEN İLÇE BAŞKANI
30 Mayıs 2011 06:54
A+
A-

Tarım Bakanı Bruno Le Maire geçtiğimiz günlerde Fransa’daki çiftçilerin kazançlarını akılcı yatırımlara dönüştürmeleri için hükümetlerinin çiftçilerin ihtiyaç duyacağı her türlü finansal danışmanlığı sağlayacağını açıkladı.

Bu şu demek oluyor; Fransız çiftçisi üretiyor, satıyor ve para kazanıyor. Öyle ki; kazançlarını yatırıma çevirme gibi bir de sıkıntıları oluyor. Fransız hükümeti çiftçilere paralarını doğru harcamaları için destek vermeye hazırlanıyor.
Bizde ise durum biraz farklı. Türkiye’de çiftçi çoktan teslim olmuş durumda. Örneğin AKP Yenişehir İlçe Başkanı Nazif Tuna, ilçeye bağlı köy muhtarlıklarının devlete olan su borçlarının silineceği müjdesini veriyor. Köylü ve köylerimiz o kadar zor durumda ki muhtarlıklar bile üç kuruşluk su borcunu ödemekte zorluk çekiyor. İktidar partisinin ilçe başkanı da çıkıp seçim vaadi olarak bu borçların silineceğini müjdeliyor. Bu örnek bile Türk köylüsünün getirildiği noktayı ortaya koyması bakımından üzücüdür.

Devam edelim,

Türkiye için tarım, nüfusun büyük kısmının geçim kaynağı olmasının yanı sıra, tarıma dayalı sanayi üretimi ile istihdama ve ihracata olan katkısı, tarımsal girdi üreten sanayi açısından ciddi bir pazar oluşturması açısından da son derece önemli. Aynı gerçekler Yenişehir için de geçerli. 2009 yılı verilerine göre Yenişehir ilçe merkezinin nüfusu 29 bin 128 kişi iken, köylerinde yaşayan nüfus 22 bin 559. Bir anlamda Yenişehir’in toplam nüfusunun yarıya yakını köylerde yaşamakta aynı zamanda ilçe merkezinde oturduğu halde tarımla uğraşan azımsanamayacak bir nüfusu da bünyesinde barındırmaktadır.

Bugün ne yazık ki sanayi toplumu olma iddiasıyla yola çıkarak tarım sektörünü önemsiz ve gereksiz görenler bugün Avrupa Birliği  bütçesinin % 45’inin tarım bütçesi olduğunu göz ardı etmektedir.

2002 yılından bu yana uygulanan politikalar tarımın gayrisafi milli hâsılaya olan katkısını azaltmış tarımsal ihracatımız ile tarımsal ithalatımız arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Ekilen biçilen tarım alanları azalırken emek yoğun bir sektör olarak işsizliği azaltan tarım sektöründe çalışanların sayısı azalmıştır.

RAKAMLAR KÖYLÜNÜN EZİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR

Yenişehir’de çiftçinin ve köylünün geliri günden güne azalırken çiftçi borç batağına saplandı 8 yıllık AKP iktidarında çiftçi ve köylünün milli gelirden aldığı pay % 2 azaldı. 2002 yılından bu yana süren AKP iktidarında, toplam % 65 enflasyon artışı olmasına rağmen girdi fiyatlarında ortalama % 150, yani enflasyonun yaklaşık üç katı artış olmuş, ürün fiyatları ise yerinde saymıştır. Bu duruma göre çiftçi bir taraftan enflasyona diğer taraftan da 3 misli artan yüksek girdi fiyatlarına boyun eğmiştir. 8 yıllık AKP iktidarında, gübre fiyatları % 150-200 arasında değişen oranlarda artmış, mazot fiyatı ise nerdeyse  % 200 artış göstermiştir.

2002 yılında 1 litre mazot alabilmek için 3,1 kg buğday satmak zorunda olan çiftçi 2010 yılında 1 litre mazot alabilmek için 5,5 kg buğday satmak zorunda bırakılmıştır. Çiftçiye mazot desteği verdiğini iddia eden hükümet devlete maliyeti 1,24 TL olan mazota ağır bir vergi yükleyerek çiftçiye 3,25 TL’ ye satmaktadır. Türkiye’de mazotun pompa çıkış fiyatının % 58’ini KDV ve ÖTV oluşturmaktadır.

Bu dönemde sadece mazot değil, gübre fiyatları da çiftçinin altından kalkamayacağı bir seviyeye yükselmiştir. Yüksek gübre fiyatlarından dolayı çiftçi, tarlasına ya hiç gübre atamamakta ya da atması gereken miktar kadar değil parası yettiği kadar atmaktadır.

YENİŞEHİRLİ ÇİFTÇİ BORÇ SARMALINDA

Yenişehirli çiftçinin tamamına yakını borçludur. Tohum, gübre, akaryakıt, makine ve ekipman, elektrik, işçilik ve genel gider borçlarını ödeyemeyen Yenişehir çiftçisi Türkiye’deki birçok çiftçinin kaderini paylaşmaktadır. Borçlarını bankalardan aldığı kredilerle döndürmeye çalışan çiftçi günden güne borcunu arttırmakta, evini, tarlasını satmaktadır. Krediyle aldığı traktörü ertesi gün daha düşük bir değerle paraya çeviren ve finansman yaratmaya çalışan çiftçilerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. AKP iktidarı ise destekleme adı altındaki, bazı uygulamalar ile Türk tarımının yanında olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Örneğin 2009 yılı bütçesinde gübre desteği için ayrılan bütçe 737 Milyon TL’dir. Bu miktar şeker pancarı gübre masrafının %5’ini ancak karşılamaktadır.

Tohumluk fiyatları  8 yıllık AKP iktidarında % 200’lere kadar artış gösterdiği bilnmektedir.
Tarımsal sulamada kullanılan elektrik için ise destekleme kaldırılmış, AB’de elektriğin kilovat ücreti 2,5 sent, Türkiye’de ise 11.15 sent olarak karşımıza çıkmıştır. Türk çiftçisi, AB çiftçisinin neredeyse 5 katı kadar sulama masrafına katlanmak zorunda bırakılmıştır.

ÇİFTÇİ TRAKTÖRÜNÜ SATIYOR YÜKSEK FAİZLE BORÇLANIYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çiftçiye ne kadar çok kredi verdiklerinden bahsetmektedir ancak her nedense çiftçiye verilen tarımsal kredi faizlerini enflasyon oranlarını gizlemektedir. Çiftçiye kredi faizleri bazı yıllar % 100, bazı yıllar % 163, ve hatta  2004 yılında % 199’lara yükselmiştir. Yenişehirli çiftçinin büyük çoğunluğunun özel bankalar, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine büyük miktarlarda borcu bulunmaktadır. İcra dairesi Yenişehir çiftçisinin dosyaları ile doluykenZiraat Bankası tarihinde ilk defa çiftçilerimizin tarlalarını satarak borcunu tahsil etmeye başlamıştır. Borç batağına sürüklenen binlerce çiftçinin; evine, ahırına jandarma eşliğinde haciz gitmektedir. Tüm bu gerçekler ortadayken iktidarın çiftçi borçlarını affettik, erteledik iddiası çiftçilerde

MİLYONLARCA İNSAN TOPRAĞINI TERK ETTİ

TÜİK rakamlarına göre 2002–2009 yılları arasında 1,6 milyon insanımız toprağını  terk etmiştir, çiftçiliği bırakmıştır.
Mazotun litresini 3,05 TL’ye satın alan Türk çiftçisi, 3 kuruşa satın alan İran çiftçisi ile (tam 100 misli fiyat farkı) adil olmayan acımasız bir rekabete sokulmakta, Türk çiftçisi ezdirilmektedir.
AB ile yapılan anlaşmalar ile Türk çiftçisinin yabancı çiftçi ile rekabet edebilme gücü yok edilmiştir.

İktidara gelmeden önce pancar kotasını kaldıracaklarını, Şeker Kanunu’nu yırtıp atacaklarını meydanlardan haykıran Başbakan, iktidara geldiklerinde bırakın Şeker Kanunu’na dokunmayı, var olan 13, 5 milyon tonluk kotayı, 10,3 milyon tona düşürmekte bir beis görmemiştir. Ve şimdi de, Türk çiftçisinin yetiştirdiği pancar yerine yabancı kartellerin GDO’lu mısır şekerini Türk halkına yedirme projesini yürürlüğe koymuştur.
AKP iktidarının Türk tarımına yaptığı kötülükler bunlarla da sınırlı  değildir. Gelir desteklerini kalem kalem ayırarak çiftçiye daha çok destek sağlanıyormuş atmosferi oluşturmak isteyen AKP iktidarı, çiftçinin ürününün tarlada kalmasından, çiftçinin gübre, mazot ve sulama maliyetleri altında ezilmesinden nedense hiçbir rahatsızlık duymamaktadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?