Değişen ölçüleri fark edemiyoruz
Yetmişine gelmiş bir insanı, yedisindeki haliyle görmek, bilinen bir atasözünün uzantısı gibi algılansa da bununla sınırlı değil.
Bu inancımızı söylerken atasözünü tekrar etmeden, kendi doğrumuz olarak kullanıyoruz.
Yani, insan karakterinin, zamanla değişmediğine olan inancımız tam.
Yetmişine gelmiş bir insanı, yedisindeki haliyle görmek, bilinen bir atasözünün uzantısı gibi algılansa da bununla sınırlı değil.
Bu inancımızı söylerken atasözünü tekrar etmeden, kendi doğrumuz olarak kullanıyoruz.
Yani, insan karakterinin, zamanla değişmediğine olan inancımız tam.
Bu nedenle, söze başlarken “ ee atalarımız boşuna dememiş” deme ihtiyacı bile duymuyoruz.
Üstelik aynı anda birbiri ile çelişen atasözlerimizi kullanırken.
İnsanın yedisiyle yetmişi arasındaki süreçte değişmediğine inanmak mümkün değil.
Hayatımızın bir bölümünde oluşan kanaatlerimizin, yıllar içinde değişmemesinin en önemli nedeni; bu konudaki takıntılarımız değilse bile yanılgımız.
Bu yanılgı, günlük insan ilişkilerinde yaşadığımız sorunların önemli bir nedeni.
İnsanları tanımlıyor ve onlarla ilgili bir karara varıyoruz. Tanımlamayı yaptığımız dönem içindeki şartların devam edip etmediğine bakmadan, bu tanımımda ısrar ediyoruz.
“Yedisinde neyse yetmişinde o” deyiveriyoruz.
Bunu yaparken bir başka çelişkimizi fark etmeden, İnsanın değişebileceğini, değişen, farklılaşan dünyayı fark etmek gerektiğini söylüyoruz.
Hal böyle olunca ortaya birbiriyle çelişen olayların doğurduğu, birbiriyle çelişen atasözleri ortaya çıkıyor. Böylece her olaya uydurabileceğimiz bir atasözü bulabiliyoruz.
Belki de yapılması gereken, yedi ile yetmiş arasındaki süreyi tek bir cümleyle çizip atmak yerine; içinde bulunulan duruma uygun yeni değerlendirme yapmayı denemektir.
Bir bilgeye sormuşlar:
– Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
– Terzimi severim, diye cevap vermiş
– Soruyu soranlar şaşırır:
– Aman üstat, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?
– Bilge bu soruya şöyle cevap vermiş:
– Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde. Benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda bir karar verirler, ölünceye kadar da beni hep aynı gözle görürler.
Durumun tam da böyle olduğunu düşünüyorum. İnsanları değerlendirirken içinde bulunduğumuz şartları değil, önceki dönemlerde oluşmuş kanaatlerimizi referans alıyoruz.
Ölçülerimiz değişiyor ama kimsenin aklına yeni ölçü almak gelmiyor. Bu nedenle de değişen ölçülerin farkında olamıyoruz
YAŞ GÜNÜMÜZDE BİRLİKTE OLACAĞIZ
19 Mart, gazetemizin ayrıntı’nın 4.yaş günü. Aynı günün akşamı geleneksel hale gelen kuruluş yıldönümü yemeğinin dördüncüsünü yapacağız.
Geride bıraktığımız dört yıla baktığımda, zoru başardığımızı söyleyebilirim.
Bu başarının en önemli mimarları, hiç şüphe yok ki okurlarımız.
Okurlarımızın denetimini, bizleri uyanık tuttu. Yanlış haber ve yorumlardan korudu. Yanlış yapma riskimizi azalttı.
Doğru işler yapmak için verdiğimiz uğraşın arkasında okurlarımızın desteğini bulduk.
Bu nedenle, yemekte hep birlikte olacağız.
Geçen 4 yılı değerlendireceğiz ama daha çok eğleneceğiz.
Yeni bir yıla sizlerden aldığımız güçle başlayacağız.