GİDİYORLAR…
Bütünleştirmek için geldik dediler, bölmek için ellerinden geleni yapıyorlar .
En iyi istismar ettikleri dindarlık meselesini bile bin parçaya böldüler.
ABD’nin dayattığı Ilımlı İslam Modeli’nin yerleşmesi için okyanus ötesinde İslami Aktörler’den talimatlar alıyorlar.
Orduda, emniyette, yargıda ve tüm diğer kurumlarda çalışanları ayrıştırıyorlar.
Okullarda, devlet dairelerinde aynı tornadan çıkmışçasına birbirine benzeyen idari kadrolar oluşturuyorlar.
“Ortadoğu’da diktatörleri deviriyoruz, demokrasi götürüyoruz” diyerek halkı kandırıyorlar.
Söz konusu coğrafyalarda halkın katledilmesine yataklık ediyor, batılı ülkelerin bölgeyi şekillendirmek üzere sürdürdüğü projelerde yer almak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Sık sık ağlıyorlar.
Din istismarından sonra en iyi becerdikleri iş, halkın duygularını istismar etme becerileri.
Kişisel çıkarı için kendileriyle birlikte hareket eden insanları çekinmeden karalayan, aşağılayan, ahlaktan, vicdandan ve namustan nasibini almamış yandaşlar yaratıyorlar.
Özgür düşünceden korkuyorlar.
Korkutuyorlar.
Korkmayanları içeri atıyorlar.
İçeri atarken yandaş medyalarına günlerce haber yaptırıyorlar, dışarı çıkanlardan ise bahsettirmiyorlar.
Üniversitelere korumasız giremiyorlar. Uzaya uydu gönderiyoruz diye övünürken, projeyi yürüten bilim adamlarını karalamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Kentleri ve doğayı yağmalıyorlar. Çiftçinin tarlasını suladığı nehirleri satıyorlar, önlerine set çekiyorlar. Toprakları yabancılara peşkeş çekiyorlar.
Manevi değerlere sahip çıkan gençlik yetiştiriyoruz yalanlarıyla kindar nesil yetiştiriyorlar.
Ekonominin iyiye gittiği yalanlarıyla halkı kandırıyor, çiftçiye, memura, esnafa, sanayiciye, çalışana, üretene rahat bir gün göstermiyorlar.
Umut vermiyorlar,
Toplumu geriyorlar,
Yalanla, kinle, rantla, yolsuzlukla besleniyorlar.
Yerel yalancılarını, rantçılarını, yalakalarını ve yandaşlarını da beslemeyi ihmal etmiyorlar.
Gidiyorlar…