HAYAT DETAYLARDA SAKLI
Montaigne’i hepimiz biliriz. Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olan adamdır. Bugün kavuştuğumuz serbest düşünceye o dört yüz yıl önce kavuşmuştur.
‘Denemeler’i yazmak için yaşamış gibidir. Hayatının bu kitaptan başka bir serüveni olmamıştır. “Ben kitabımı yaptığım kadar da kitabım beni yaptı,” der.
Gerçi Denemeler adım başı başkalarından alınmış sözlerle dolu olsa da bu sözlerin ne kadar benimsenmiş, ne kadar yaşanmış olduğunu görürüz okurken.
Kendimizi Montaigne ile birlikte hayata, insan düşüncesinin çıkabildiği tepelerden birinden bakar buluruz.
Bazı bilim adamlarının, yazarların, düşünürlerin, günlük hayatımıza inerek, farkına varamadığımız küçük detayları fark ederek bizi yaşarken düşünmeye, düşünürken yaşamaya, düşüncelerimizi aşmaya sürüklediğini görürüz. Tıpkı Montaigne gibi… İşte onlardan birkaçı…
* * *
Resimleri, şiirleri, heykelleriyle Avrupa sanatını yönlendiren sanatçılardan biridir Michalangelo.
Onun yaptığı heykelleri hayranlıkla izleyenler, ona bu kadar canlı heykelleri nasıl yapabildiğini sormuşlar. Bakın şöyle açıklamış: “Önümde duran kocaman mermer kütleye baktığımda taşı değil, içindeki heykeli görürüm. Bütün yaptığım iş, heykeli hapsetmiş olan parçaları keskimle yontmaktan ibarettir.”
* * *
Yazar Peyami Safa, insanların isteğinin, hayallerinin hayatlarında ne denli önemli olduğunu şöyle vurgular:
Bir darı tanesi mi istiyorsunuz? Siz bir serçesiniz.
Bir kuzu mu istiyorsunuz? Siz bir kurtsunuz.
Bir zafer mi istiyorsunuz? Siz bir kahramansınız.
* * *
Gandhi, başımıza gelen olayların niteliğinin, bizim onları yorumlayış şeklimize göre değiştiğini söyler. Bunun zamanla oluşan bir alışkanlığın sonucunda gerçekleştiğini ifade eder ve bakın şöyle der.
Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü
Düşünceleriniz sözleriniz olur.
Sözleriniz pozitif olsun, çünkü
Sözleriniz davranışlarınız olur.
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü
Davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü
Alışkanlıklarınız değerleriniz olur.
* * *
Ünlü İngiliz yazar ve şair Thackeray’in elde ettiği başarıyı kolay kazanılan bir şöhret olarak gören biri şöyle demiş: “Thackeray, bir sabah gözlerini açtı ve kendini meşhur bir adam olarak buldu.”
Onu yakından tanıyan Lord Nortcliff ise şöyle cevap verir: “O, yataktan kalkıp, kendini meşhur bir adam olarak bulduğu ana kadar, on beş sene her gün sekiz saat yazmıştı.”
* * *
M.Ö. 5. yüzyılda yaşayan Lao-tzu, insan davranışları konusunda şu ilginç yorumda bulunur:
Bir insan, hayatta iken yumuşak ve şefkatlidir.
Öldüğü zaman sertleşir ve katılaşır.
Bütün hayvanlar ve bitkiler, canlı iken hassas ve narindirler.
Öldükleri zaman solar ve kuru hale gelirler.
Bunun içindir ki; sertlik ve kuruluk, ölümün parçalarıdır.
Yumuşaklık ve narinlik ise, yaşamın belirtileridir.
* * *
Dünden hızlı olunması gerektiği ise bakın şöyle vurgulanmış bir Afrika atasözünde:
Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır.
En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır.
En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez.
Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur…