HER İHANETİN BEDELİ VARDIR
Ben, birçok kişiden farklı olarak, CHP ile 1970’li yıllarda tanışmadım.
CHP, bana baba yadigârı.
Ama sol kimliğim, tıpkı yaşıtlarım gibi 1970’li yıllarda halkın umudu olan Ecevit CHP’siyle gelen ortamda oluştu.
Gerek CHP gerekse sol ideolojiyle o zamanlar tanıştım.
Siyasetin ilk dayağını da o tarihlerde yedim.
Yıllar sonra, 1970’lerdeki CHP’yi hatırlatan bir lider çıktı.
Temiz, güvenilir, kaliteli ve samimi bir liderdi ama CHP’yi uzunca bir süre önce girdiği dar boğazda tutmak isteyenleri bir türlü silkeleyemiyordu.
Geçen hafta yaşanan iki kurultayda bu da oldu.
CHP ve onun lideri Kemal Kılıçdaroğlu, memleketin haliyle değil, “meleklerin cinsiyeti” ile uğraşan ekibi etkisiz hale getirdi.
CHP, tüzüğü ile birlikte enerjisini de yeniledi ve ihtiyacı olan iç huzura kavuştu.
26 Şubat kurultayı, imzacıların tüm taleplerini ve fazlasını karşılar şekilde yapıldı ama onlar “Biz ısrarlıyız” deyince 27 Şubat kurultayı yaşandı.
Yaşandı yaşanmasına da hiçbir şey imzacı muhaliflerin düşündüğü gibi olmadı.
CHP’nin halka açılmasından korkanlar, mevcut delegelerin kendi dönemlerinde seçilmiş olmasından cesaret aldılar ve köprüden önceki son çıkışı kullanmak istediler.
22 Mayıs 2010 kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine yetki veren delegenin aynı delege olduğunu unuttular.
3 Kasım’da yaşanan ayrışmayı ve arkasından yapılan 18 Aralık 2011 tarihli olağanüstü kurultayın sonucunu da unuttular.
Yaşananları çabuk unutan ve hiçbir şekilde ikna edilemeyen imzacılar, umarım 26-27 Şubat tarihlerinde yapılan kurultayların sonuçlarından tatmin olmuştur.
Yenişehir’in imzacısı CHP İlçe Başkanı Fahrettin Kasap’tı.
Kasap, genel merkez delegesiydi ama genel merkez tarafından yapılan çağrıya cevap vermedi.
İlk günkü kurultaya katılmadı.
Yenişehir’de kendisi gibi düşünen ikinci bir kişi var mı? bilmiyorum ama yaptığının hiçbir kurala uymadığını biliyorum.
Fahrettin Kasap, başta yakın çalışma arkadaşları olmak üzere, kendisine temsil yetkisi veren üyelerin güvenini boşa çıkarmıştır.
Partinin il teşkilatı içinde kurduğu bireysel ilişkilere tabi olmuş ve amacı sorun çıkarmak, kargaşa yaratmak olan azınlığın isteği doğrultusunda hareket etmiştir.
Bir siyasi partide genel merkezin uygulamalarına kurultay ölçeğinde bile muhalif olmak mümkündür.
Ama bir ilçe teşkilatını, kurultayda temsil etmemeye cüret etmenin anlaşılır yanı yoktur.
Fahrettin Kasap’ın bu tavrının Yenişehir CHP tabanıyla ortak bir yanı yoktur.
Fahrettin Kasap, kendi egolarını ve ikili ilişkilerini esas kabul etmiş ve bireysel davranmıştır.
Bunun adı CHP üyelerini hiçe saymaktır. Onların ne düşündüğünü önemsememektir.
Fahrettin Kasap emin olmalıdır ki Yenişehir CHP tabanı, kendisine aynı tarzda ve aynı tonla cevap verecektir.
CHP’de kimin ev sahibi kimin kiracı olduğu, tüm Türkiye’de olduğu gibi Yenişehir’de de anlaşılacaktır.
Fahrettin Kasap, kendine verilen temsil yetkisini kötü kullanmış ve emanete ihanet etmiştir.
Her ihanetin bedeli vardır.