İşin şakası yok…
Daha doğrusu karşı atak olarak bir stratejin yok ise bükemediğin bileği öpeceksin…
Başka bir deyişle yüzde on barajlı bir seçim sisteminde üçte bir oy ile parlamentonun üçte iki çoğunluğu elde edilebiliyor ise ve eldeki üçte ikilik oylar becerisizlikle heba ediliyorsa artık strateji üretme becerisinin zamanı geldi demektir…
Yani işi sadece kasetlerde becerme yetmiyor…
Ana muhalefetin her eve rahat bir nefes aldıracak ya da yavru muhalefetin herkesi hilal kart sahibi yapacak vaatleri elbette güzel düşünce halk için…
Bilhassa kendilerine “En iyi ibadet çalışmaktır” ya da “Türk, Öğün, Çalış, Güven” denilmek zorunda kalınan halk için…
Yani düşünceniz güzel, ancak atı alan Üsküdar’ı geçti hatta oradan daire satın alıp ikamet etmeye başladı bile yıllar öncesinden…
Çalışma ofisi olarak da hemen Üsküdar’ın karşısındaki tarihi bir yeri kullanmakta sizin şimdi düşündüğünüzü sekiz sene öncesinden düşünen düşünür…
Dur bakalım ne olacak diye bir şeyleri beklemenin anlamı yok…
Halkın minimum üçte biri düzenden memnun…
Düzen iyi anlayacağınız…
Vaziyet ana ve yavru muhalefetin 2002 ‘ de olduğu gibi alacakları üçte iki oy ile parlamentodaki milletvekili sayılarının üçünden birini alacaklarını gösteriyor…
Sayınız yeterse seçimden sonra koalisyon kurabilecek zihniyete sahip iseniz neden seçimden önce birlikte hareket edemiyorsunuz?
Gerek ana gerek yavrusu olarak, pek bir işiniz de kalmadı yapacak…
Herhalde kalmamıştır başka kaset, ortaya çıkacak…