Kabahat öğretmende mi?
Hangi okulda kim ne yapıyor diye yaptığım küçük bir araştırmada gördüm ki Osmangazi Lisesi Edebiyat öğretmeni Sulhiye Kaya dışında hiçbir okul ve hiçbir öğretmen bu yıl içinde tiyatro çalışması planlamamış.
Kaya, 21 öğrencisi ile birlikte öğretim yılı başında planladığı çalışmayı sürdürüyor.
Hangi okulda kim ne yapıyor diye yaptığım küçük bir araştırmada gördüm ki Osmangazi Lisesi Edebiyat öğretmeni Sulhiye Kaya dışında hiçbir okul ve hiçbir öğretmen bu yıl içinde tiyatro çalışması planlamamış.
Kaya, 21 öğrencisi ile birlikte öğretim yılı başında planladığı çalışmayı sürdürüyor. “Anadolu Ateşi” adlı oyunu, Yılsonu
etkinlileri kapsamında izleme şansı bulacağız.
Her yıl yapılan türlü etkinliklerle tiyatronun ne olduğu, önemi, sorunları dile getirilir.
Bunlar; her nedense, yapılanların değerlendirilmesi, yapılamayanların programlanması gibi bir sonuç yaratmaz.
Günün ve öneminin farkında olanlar bile verdikleri demeçlerde, yazdıklarında, konuştuklarında samimi olmayı başaramaz.
Halbuki tiyatro; ana dilimizi doğru, yerinde ve etkili konuşmayı öğretmede, sözcük dağarcığını zenginleştirmede önemli bir araçtır. Bir saatlik tiyatro provası, saatlerce verilen Türkçe dersine denk bir sonuç verir.
Tiyatro bu yönüyle anaokullarımızdan üniversitelerimize kadar her seviyedeki öğrencilerimize bir şeyler anlatmanın en kolay yollarından biridir.
Öğrencinin beğendiği, benzemek istediği insanları görmesinin, onları anlama ve tanıma imkanı bulmasının yolu da tiyatrodur.
Son dönemlerde televizyonlarda herhangi bir olayın “canlandırma” adıyla verilmeye çalışılmasının da en önemli nedeni,
olayın daha kolay anlaşılmasını sağlamaktır.
Bilim adamı konumundaki birçok insanın, insan ve insan ilişkileri konusundaki düşüncelerinin kanıtı olarak, yaşamın içinden aldıkları örnekleri oyunlaştırmalarının nedeni de budur.
Tiyatronun öneminin en iyi algılandığı yer olarak bildiğimiz okullarımızda durum böyle değil. Okullarımız, bu güçlü anlatım yönteminden yararlanamıyor. Bunun nedenleri üzerinde düşündüğümde, kolay anlaşılır bir şey bulamıyorum.
Ya tiyatro ve önemi sandığımızın aksine anlamlı ve önemli bulunmuyor ya da okullarımız bu çalışmayı yapılması zor bir iş olarak görüyor.
İlçemizde görev yapan 21 edebiyat, 27 Türkçe öğretmeni tiyatronun neresindeler? Neden içinde yer alamazlar? Merak ediyorum.
Okullarımız, oyun yazma, oyunlaştırma, aytışma, açık oturum, panel, konferans…. gibi etkinlikleri neden yapmazlar?
Bunlar çok sık yapıldı da sonuç mu alınamadı? Sonuç alındı da hoşumuza mı gitmedi?
Bunlar yapılmadı. Yapılmıyor. Nedeni de bu öğretmenlerimizin yeteri kadar istekli olmaması.
Yazı işinin içinde yer alan, hemen her seviyedeki insanla konuştuğumuzda, size şunları söyleyecektir: ” Benim bir öğretmenim vardı. O bana öyküler yazdırırdı. Yazdığım öyküleri sınıfta okutur, tüm arkadaşlarımla paylaşmamı sağlardı.”
Çıkan sonuç şu: Tiyatro öğretmenin ilgi alanı değil.
Öğretmenlerimiz, kitap okumadan, tiyatro izlemeden, öykü yazmadan, okuduklarını yazdıklarını paylaşma şansı bulamadan mezun olan, öğrenciler yetiştiriyor. Çünkü okumayı, izlemeyi ve yazmayı sevmiyorlar.
Kabahat öğretmende demeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu öğretmende.