Kendi Everest’inize tırmanın!
Bu hafta bir dağcı üzerine yazacağım. Nasuh Mahruki’nin “Kendi Everest’inize Tırmanın” kitabı üstüne.
Bu ismi çoğumuz duymuştur. 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında örgütlü arama kurtarma faaliyetleri ile tanıdığımız AKUT’un lideri. Kendisi aynı zamanda dağcı, gezgin, yazar, fotoğrafçı.
Daha önce birkaç kitabını okumuştum. Ama şimdi, bakışım farklı. “Bir kitap okudum hayatım değişti,” denir ya “Kendi Everest’inize Tırmanın” da aynen böyle.
Nasuh Mahruki, ortaya koyduğu bilgiyi yaşadığı deneyimlerle paylaşan, fotoğraflarla gözler önüne seren bir yol seçmiş.
Bir noktadan sonra siz de dağlarda tırmanışa geçiyorsunuz. O soğuğu iliklerinizde hissediyorsunuz. Ölümle yaşam arasında mücadele veriyorsunuz. Bir felaketten hayat kurtarmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz.
Yazar, kırk iki yaşında. Bugüne dek çok az insanın başarabileceği birçok şeyi başarmış. Henüz genç bir üniversite öğrencisiyken dağcılık ve doğa sporlarına ilgi duymuş. Yıllar içinde profesyonelliğin en üst seviyelerine kadar çıkmış. Everest’e çıkan ilk Türk ve Müslüman dağcı unvanını kazanmış.
Dağcılık, keşif ve kurtarma tecrübelerini aktardığı kitabında, yaşamda başarıya ulaşmış insanların kendilerini gerçekleştirme yollarını, yeteneklerini kullanma biçimlerini, olaylar karşısındaki doğru duruşlarını, karşılaştıkları sorunları ve bunları çözme yöntemlerini, hatalarından nasıl ders aldıklarını ve başarılarının arkasındaki ortak özelliklerini öğrenmenin, içselleştirmenin yollarını gösteriyor.
Kendi Everest’imize tırmanmamız için hayatın içinde kendi yerimizi ve içimizdeki ‘en iyi ben’i aramamız gerektiğini belirtiyor.
“Hayatla ilişkimizde ve yönetsel süreçlerde kendimizi nasıl konumlandırdığımız, süreçleri nasıl algıladığımız çok önemlidir. Kendimizle barışık olmak, hedef odaklı olmak, kararlı olmak, kendimize ve yeteneklerimize güvenmek, zorlukların üstesinden gelebileceğimize ve başaracağımıza inanmak, özünde hayata karşı bir duruş, bir tutum, bir yaklaşım konusudur ve aslında çok önemli bir tercihtir.”
Yirmi yılı aşan öğrenme, kendini tanıma, kendini geliştirme deneyimlerini bir kitapta toplayan yazar, aslında insanlığa hizmet etmenin öyküsünü yazmış.
Bu yolculuğun adımları altmış dört başlıkta toplanmış ve bir zihin haritasına dönüştürülmüş.
Yazar, hayallerini bir gün mutlaka gerçekleştirecek gücü ve cesareti bulanlara Goethe’enin ünlü sözünü hatırlatıyor: “Neyi yapabiliyorsan ya da yapabileceğini hayal ediyorsan başla; cesarette deha, güç ve büyü de vardır.”
Kitap ilk sayfasındaki şiirle aslında her şeyi bir çırpıda anlatmış:
Her şey ve her yer,
burası ve orası özde aynı
ve aslında hepsi bir…
kendi yoluna gitmeli,
kendi dağına tırmanmalı,
kendi denizine dalmalı,
kendi göğünde uçmalı,
kendi gözlerinle görmeli,
kendine gitmeli,
kendine tırmanmalı,
kendine dalmalı,
kendine uçmalı,
kendini görmeli,
gittim, tırmandım, daldım, uçtum,
görülmek için çok büyük, ama
görmek için çok küçükmüş.
Güçlü ve başarılı bir insandan, hazmetmesi güç ama okunulması kaçınılmaz bir kişisel gelişim kitabı.