… Ne herkes için mükemmel
Tüketilen her yılın sonunda yapılan kısa değerlendirme ve hemen sonrasında beliren yeni yıl umudunu, ben hiç yaşamadım.
Tüketilen her yılın sonunda yapılan kısa değerlendirme ve hemen sonrasında beliren yeni yıl umudunu, ben hiç yaşamadım.
Benim gibi olmayan, her yaştan, kadın ve erkek gördüm, yeni yıl beklentisi ve heyecanı olan.
Hep, böyle bir beklentiden uzak ve heyecansız uyandım, yeni yılın ilk gününe. 1 Ocak günü hayatımda hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilerek.
Çevremdeki insanların ikna çabalarını kırmamak için milli piyango bileti aldığım zamanlar oldu ama hiç düşünmedim bana ne çıkar diye.
Büyük ikramiye çıkarsa ne ederim? Nasıl harcarım? Diye de hiç düşünmedim.
Yılbaşına özel bir şeyler oldu hayatımda.
Yılbaşı bahanesiyle aldığım hediyelerden, ben de herkes gibi mutlu oldum mesela.
Yılbaşı nedeniyle yapılan programları ve hazırlanan yemekleri de sevdim ama hiç kapılmadım; “ Yeni bir yıl, Yeni bir yaş, Yeni umutlar…” şeklinde özetlenen beklenti cümlelerinin cazibesine.
Belki de bu nedenle hiç yeni yıl yazısı yazmadım.
Bu yıl yazıyorum çünkü farklı duygular içindeyim.
Her zaman olduğundan daha çabuk geçtiğini düşünüyorum zamanın.
Saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalıyor.
Mevsimlerin o kadar acelesi var ki birbirini çiğnercesine yarışıyorlar.
Tıpkı şarkıda dendiği gibi baharı görmeden yaz gelip geçiyor.
Bir yılı parçalamak, her parçasından yeni umutlar üretmek artık pek mümkün olmuyor.
Belki de sadece bu nedenle yeni yıl ilgimi çekti ve ben yazıyorum.
Yeni yıl; Yeni başlangıçların, yeni heyecanların, yeni kararların ve kısaca yeni umutların tek günü olarak kaldı.
Geride bıraktığımız yıl içinde yapamadıklarımız ile birlikte, yeniden umutlanmamızın tek başlangıcı olarak mı kaldı yeni yıl.
Yoksa bu; dünü anıp özleme, yarını merak etme duygusu mu?
Bana göre herkes için ayrı bir yıldı, geride bıraktığımız 2010.
Yine herkes için ayrı bir yıl olacak 2011.
Tıpkı 2010 gibi.
Ne herkes için berbat, ne herkes için mükemmel.