O KONUŞMAYI HAZMEDEMEDİLER
Rutkay Aziz’in Altın Portakal ödül töreninde AKP’yi eleştirmesi, yandaş basında ciddi rahatsızlığa sebep oldu. Tarık Akan’ın da tepkisini dile getirmesi üzerine bu durumu “hazmedemeyen” yandaşlar bir haftadır Altın Portakal ile uğraşıyorlar.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Sanatta Sosyal Sorumluluk Ödülü”ne layık görülen sanatçı Rutkay Aziz’in AKP’yi eleştirdiği konuşması, yandaş basının Aziz’e ve Altın Portakal’a saldırmasına sebep oldu. Tarık Akan ve Cem Davran’ın da benzer eleştirilerde bulunmasını hazmedemeyen yandaşlar bir haftadır Altın Portakal ile uğraşıyor.
Yeni Akit Yazarı sinemaya mı yabancı yazarlara mı karşı?
Altın Portakal’da Aziz’in konuşmasına ilk tepki gösterenlerden birisi Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu oldu. “Rutkay Aziz gerçeği” başlıklı yazısında Karahasanoğlu, Aziz ile ilgili gizli bir bilgiyi ifşa edeceği izlenimi verse de, Aziz’in bilinen siyasal tercihlerini ele alarak, saldırma gayretine düşüyor.
Seçimlerde Aziz’in Ertuğrul Kürkçü’yü desteklemesini eleştiren Karahasanoğlu, pankart açtığı için hapiste tutulan gençlere saldırmayı da ihmal etmiyor. Karahasanoğlu o kadar kızmış ki, kendisinin sinemaya ve yabancı yazarlara karşı olduğunu belli eden şu ilginç ifadeleri kullanıyor:
“Sen devam et, sinemanın sadece “barış sanatı” olduğunu sanmaya. Öyle aktarmaya. Sinema üzerinden halkın inançlarının nasıl değiştirilmeye çalışıldığını görmezden gelip, sen devam et, “barış sanatı” söylemine. Sen devam et Rutkay Aziz. Sen halkı saf sanmaya devam et. “Bu da benim ülkemin gerçeğidir” derken bile, ülkenin hiç düşünürü yokmuş gibi, git Goethe’den söz aktar”
“Biracı başkan zevkten dört köşe”
Star gazetesi yazarı Hikmet Genç de Aziz’i eleştirenler arasında. “Rutkay Aziz CHP’nin lideri olmalı” başlıklı yazısında Genç, seviyeyi oldukça düşürerek Aziz’e ve Antalya Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a şu ifadelerle saldırıyor:
Rutkay Abi ‘Sanatta Sosyal Sorumluluk’ ödülüne layık görülmüş… (Sanatın Sosyal Sorumlusuymuş Rutkay Abi… Bir Abhaz olarak gurur duydum elbette!..) Ardından ülkenin içinde bulunduğu durumdan bahsederken ‘hukukun üstünlüğünün bittiği ve adaletsiz bir kalkınmanın hızla yol aldığı…’ diyerek iktidara çakıyor… Salonda bir alkış kopuyor… En önde ‘Biracı Başkan’ zevkten dört köşe olmuş bir halde, ‘gördünüz mü?’ der gibi başını sallıyor…
Zaman hem festivali hem sanatçıları küçümsedi
Zaman gazetesinde çıkan bir haberde ise hem festival, hem yarışan filmler hemde dağıtılan ödüller küçümsendi. Buna göre festivalde nitelikli filmler yarışmadığı için bu tür konuşmalar gündem oluyormuş. Haberde şu ifadelere yer verildi:
48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde basına malzeme olan, üçer beşer dağıtılan ‘onur’ ödülleri ya da törenin sunucusu değil, Rutkay Aziz’in artık bir ‘hitabet sanatı’ sayılan öfke dolu konuşması. Yadırganacak bir şey yok aslında, sinema adına konuşacak fazla bir şey olmayınca geriye bunlar kalıyor. Festival açılışlarında sanatçıların siyasi içerikli konuşmaları artık âdiyattan oldu. Şaşırtıcı olan, bu manzaranın hâlâ başlı başına bir gündem olması. Önceki yıl, eskimiş mizah anlayışıyla Müjdat Gezen’e düşen rolü, bu festivalde Rutkay Aziz üstlendi. Çok değil nisan ayında İstanbul Film Festivali’nin 30. yıl töreninde Zeki Alasya’yı izlemiştik aynı rolde.
Zaman gazetesi konuyla ilgili bir haber daha yaparak festivali “sanatsal” açıdan ele alarak, itibarsızlaştırma çabalarına devam etti. Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Bu yıl Altın Portakal’da ulusal uzun metrajda yarışan dokuz ilk filmin durum raporu pek iç açıcı değil. Maalesef bu yılki festival, filmlerle değil, ödül törenlerindeki öfke dolu siyasi söylevlerle hatırlanacak. Gündem olma açısından ‘iyi’ görülebilecek bu durum, hastalıklı bir alışkanlık haline gelir ve festivalin ‘can damarı’ ulusal yarışmada titiz davranılmazsa Altın Portakal büyük bir çöküntüye doğru yol alabilir. Olabildiğince iyimser bir bakış açısıyla söylersek, bu yıl Altın Portakal’da yarışan dokuz ilk filmin durum raporu pek iç açıcı değil: ‘Kısa’dan uzunca çekilmiş olanlar, ‘öğrenci işi’ olanlar, film olamamış fikirler, buluşlar ve nihayet sinematografisi sorunlu görüntüler yumağı…”
“Reytingi düşmüştür, reklam yapıyor”
Star yazarı Mehmet Ocaktan da Aziz’i eleştirirken, Aziz’in iddialarına cevap vermek yerine onu reklam yapmakla suçladı. Ocaktan şu ifadeleri kullandı:
“Doğrusu, bu cümleleri okurken Rutkay Aziz’in büyük bir sıkıntısının olduğunu anlıyorum. Anlaşılan ratingi fena halde düşmüş, muhtemelen ciddi dizi teklifleri de gelmiyor olmalı ki, AK Parti düşmanlığı ile piyasa yapmaya çalışıyor. Boş işler bunlar tabii… Tıpkı Ergenekon’u bir ihtiyaç olarak gören Tarık Akan ve döneminin bittiğini bir türlü kabullenemeyen, bu bitişini de AK Parti’ye oy veren halka hakaret ederek noktalayan Müjdat Gezen gibi…”
Taraf yazarı her şey ile dalga geçti
Taraf yazarı Yıldıray Oğur ise bugünkü yazısında yalnızca Rutkay Aziz’in konuşmasını değil, festivali bütün olarak eleştirdi. Festivali küçümseyen ve bir çok öğe ile dalga geçen Oğur “bol keseden dağıtılan portakalların sayısının neredeyse Antalya’da yetiştirilen portakal rekoltesine yaklaştığı festivalde” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
“…üç senedir dünyalı olmaktan, neredeyse yılın en büyük portakalını yetiştiren üreticiye ödül verilecek bir mahalli festival olmaya doğru mevzi kaybeden Altın Portakal, bu yıl ise neredeyse İlerici Gençlik Derneği ile Antalya Halkevi’nin ortak organizasyonuna dönmüştü.
“Ve Kadınlar Dünyaya Dokundu” gibi daha önce hiç kimsenin aklına gelmemiş yaratıcı bir başlık altında sadece kadınlardan oluşan juri, kırmızı halıdan sanatçıları “Anneni seviyor, eşini dövüyor musun?’’ gibi çok yaratıcı pankartlarla yürütme gibi sosyal sorumluluk projesine döndürülmüş festivalin bu ağır sovyetik havası karşısında üzerinde Cilalı İbo yazan griye boyanmış cansız mankenlerin kitschliği bile eğlenceli göründü.
Sinemadan delice ve aptalca korkan bir devletle sinemayı siyasi kavgası için bir sopa gibi kullanarak harcamış yönetmenler arasında ezilip suyu çıkarılmış bir portakala benzeyen Türk sinemasına çok yakışan bir festival oldu.
Öyle olunca da kadın temalı festivalden ajanslara yine en çok Tecavüzcü Çoşkun ile Nuri Alço’nun kırmızı halıdaki samimi pozları düştü. Galiba suyu çıkarılmış portakalın posası da bu.” (sol haber)