RAHATSIZ OLUP DİLE GETİRMEK LAZIM
Yeni bir şey söyleme istek ve denemesi sanıyorum her dönemde, her insanda oldu.
Bazen, söylediklerimizin yeni olduğunu sanarak, bazen de yeni bir şey söylemeyi, kendi var olma nedenimiz olarak gördüğümüz için.
Düne ve bugüne dair ne varsa şikayet ettiklerimiz arasında, onların sorumluları da vardır kafamızda.
Şikayetlerimizin temeline inmek ve bir şeyler yapmak yerine, bir başkasını suçlamak daha kolay gelir bize.
Aslında biliriz bunun böyle olmadığını, bilerek yaparız çoğu zaman.
Bize göre, falanca, falanca olmasaydı ya da şöyle şöyle yapmasaydı bütün bunlar olmayacaktı.
Ne sorunun ne de çözümün bir parçası oluruz.
Her ikisini de ararken, gözümüz başkalarının üzerindedir.
Bu türden ve benzerleri, dışarıdan gazel okuyanların, etliye sütlüye karışmayanların yakınmalarıdır.
Bir şekilde işin içine girmiş olanlar açısından da durumun katlanılır bir tarafı yoktur.
Onlar da işin başında olmanın, zorluklarını anlatırlar uzun uzun.
Katılımcılıktan şikayet ederler.
Sorgulanması gereken ise bu söylenenler değildir bana göre.
Asıl sıkıntıyı anlamak gerekir.
Yönetilme tarzından ve kendisini yönetenlerden şikayet edenler ile yönetirken birilerini şikayet edenlerin ortak noktası; mevcut durumun korunmasından yanadır aslında.
Ne yönetici, ne de yöneticisinden şikayet edenlerin niyeti vardır mevcudu değiştirmeye.
Onlara göre hiçbir zaman yoktur, mevcudun alternatifi.
Sorgulanması gereken; şikayet edenlerin neden bir şeylerin ucundan tutmadığıdır.
Sorgulanması gereken; içinde bulunduğu durumdan memnun olduğu halde ve bir terslik olacak da elinden alınacak diye endişelenirken aksini anlatmaya çalışanların samimiyetsizliğidir.
Daha “ Siz yoruldunuz artık…” demeye çalışırken keserler sözünüzü,
Tamamlatmazlar cümlenizi.
Nasırlarına basılmış gibi fırlarlar yerlerinden.
İşin bu faslı, küfür gibi gelir onlara. Şimdiye kadar katılım olmadığından ve bütün işi kendilerinin yaptığından söz eden kendileri değilmiş gibi savunmaya geçerler.
Şu kadar zamandır neredeydiniz? Şimdiye kadar ne yaptınız?
Sorularının tek muhatabı oluverirsiniz.
Tozu dumana katarak başlayan bu çekişmenin içinden, asıl sorunu ve ne yapılması gerektiğini sorgulayan çıkmaz.
Kendini kaptırmadan, işin bir kenarından tutmak isteyenler barınamaz bu yapıda. Çekip giderler. Geride kalanların da şikayeti olmaz aslında bu gidişten.
Kim nereye, hangi nedenle giderse gitsin, yeter ki yapılamayanları sorgulamasın kimse.
Yeni bir şeyler söylemek lazım dedik, nereye geldik.
Yeni bir şeyler söylemek lazım.
Elini taşın altına koymak ve ben de varım demek,
Sorumluluk almaktan, zaman ve emek vermekten kaçmamak,
Doğru bildiklerimizi en azından test etmek için söylemek,
Söylemek de yetmez, bir şey yapmak lazım.
Hiç değilse şikayet ederken samimi olmak,
Kimin ne yapacağını sorgularken,
Ben ne yapabilirim? Diye de sormak lazım.
Sözün özü; duyarlı olmak, rahatsız olup dile getirmek lazım.