HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN
Yeni bir yılı daha tükettik.
Hayatımızdaki her sorunun faturasını da yükleyerek uğurladık 2011’i.
Üstelik muhasebesini bile yapmadan.
Şimdiye kadar herkes, yeni yıldan beklentilerini, umutlarını konuştu.
Kimi; benim burcumun yılı dedi, sevindi.
Kimi; yılbaşı ikramiyesinin hayali ile yatıp kalktı.
Geçen yıl da böyle olmuştu, önceki yıllarda da.
Kimimiz para istedi, kemimiz aşk, kimimiz sağlık ama herkes bir şeyler isteyerek, umarak girmişti yeni yıla.
Bu yıl da öyle oldu.
Umutlarımızla yaşadık günlerce.
Yılbaşı gecesiyle başladı karamsarlığımız.
Beklediğimiz gibi olmadı ve tasarruf yaparak aldığımız milli piyango biletimize ikramiye çıkmadı.
Yeni yıla aktardığımız umutlarımız, ilk darbeyi, yeni yılın ilk saatlerinde aldı.
Umutlarımız tükenmiş olarak başladığımız bu yıl da bizden yana bir değişiklik olmayacak.
Her yaştan kadın ve erkeğin umutları, yeni yılın ilk saatlerinde tükendi.
Bir de benim gibi olanlar var.
Yeni yılın ilk gününde, beklentiden uzak ve heyecansız uyananlar. Onlar; yeni yılın ilk gününde, hayatlarında hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyorlardı.
Yeni yıl nedeniyle heyecan duymadılar.
Milli piyango bileti bile almadan girdiler yeni yıla.
Ne öncesinde ne de sonrasında düşündüler; Bana çıkarsa ne yaparım? Sorusunun cevabını.
Yılbaşına özel bir şeyler olmadı hayatlarında.
Yılbaşı bahanesiyle aldıkları hediyelerden, onlar da herkes gibi mutlu oldular ama hepsi o.
Yılbaşı nedeniyle yapılan programları ve hazırlanan yemekleri de severek yediler ama hiç kapılmadılar “ Yeni bir yıl, Yeni bir yaş, Yeni umutlar…” şeklinde özetlenen beklenti cümlelerinin cazibesine.
İçlerinde ben de varım bunların.
Yeni yılı beklentiler içinde karşılamadım.
Heyecanlanıp, beklenti üretmedim.
Ancak, bir tespitimi paylaşmak isterim.
Her zaman olduğundan daha çabuk geçiyor zaman.
Saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalıyor.
Mevsimlerin o kadar acelesi var ki birbirini çiğniyor.
Tıpkı şarkıda dendiği gibi baharı görmeden yaz gelip geçiyor.
Bir yılı parçalamak, her parçasından yeni umutlar üretmek artık pek mümkün olmuyor.
Belki de sadece bu nedenle yeni yıl ilgimi çekti ve ben yazıyorum.
Yeni yıl; Yeni başlangıçların, yeni heyecanların, yeni kararların ve kısaca yeni umutların tek günü olarak kaldı.
Geride bıraktığımız yıl içinde yapamadıklarımız ile birlikte, yeniden umutlanmamızın tek başlangıcı.
Yoksa bu; dünü anıp özleme, yarını merak etme duygusu mu?
Her gün gibi her yıl da yine herkes için farklı olacak.
2011 herkes için farklı oldu.
Yine herkes için ayrı bir yıl olacak 2012.
Umutlarımızı canlı tutmak için yeni bir yıl beklememek gerek.
Her gün, yeni bir başlangıcın ilk günü olabilir.
Yapılabilir olanla, olmayanı ayırabilirsek.
Yapılabilir olan için yeteri kadar çalışıp çaba sarf edersek.
Ancak o zaman kendi yılbaşımızı kendimiz belirler ve yeni başlangıçların tarihi olarak kutlarız.
Her şey gönlünüzce olsun.