Tecahül-i arif yapmayın
Geçen hafta yazdığım ‘Derhal o fotoğraftan çıkın’ başlıklı yazıma, Kaymakam Süleyman Yılmaz ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Osman Şeker’den itiraz geldi.
Gazetemize gönderdikleri cevap yazısını olduğu gibi yayınlayacağız.
Ancak
Buna geçmeden önce, yapılan itirazlara kısa bir açıklama getirmek istiyorum.
İlki, ben Hadis ve Ayet ile Atatürk’ün sözlerini kıyaslamadım.
Geçen haftaki yazımdan, böyle bir sonuca nasıl varıldığını da anlamadım.
Osman Şeker’in sapla samanı birbirine karıştırmak diye bir niyeti yoksa bile iyi niyet sınırlarını zorladığı kesin.
Ya da Osman şeker, tecahül-i arif yapıyor.
Yani bilip de bilmezden geliyor.
Buna edebiyatta “Arifin cahilliği” deniyor.
Osman Şeker, öğretim şenliklerine bir bütün olarak bakıyormuş
Diğer etkinliklerde Atatürk fotoğraflarının kullanıldığını belirtmiş.
Fotoğraf göndermiş, kanıt olarak.
İyi de ben yazımda, etkinliklerde Atatürk fotoğrafının olmadığını da söylemiyorum.
Ben, 16 okul tarafından açılan ve öğrencilerin, bir yıllık etkinliklerinin sergilendiği stantlar içinde Atatürk temalı bir çalışmanın olmadığını yazdım.
Bu durum, bana göre doğal değil.
Ama sizler, şöyle düşünüyor olabilirsiniz;
“Ne yapalım, öğrenciler Atatürk konulu bir çalışma yapmamış. Zorla yaptıracak değiliz ya.”
İşte o zaman söyledikleriniz çelişmez.
Ama doğru olmaz.
Son bir yanlış anlaşılmayı düzelteyim.
Benim fotoğrafın dışına çıkmaya davet ettiklerim,
Mevcut durumdan şikayet ettiği halde fotoğrafın içinde olmak zorunda olduğunu söyleyen şikâyetçiler.
———————————————————————————–
DERHAL GİRİN O FOTOĞRAFA
10 Haziran 2013 ve 319 sayılı haftalık
Ayrıntı Gazetesinde Hüseyin
ŞENTÜRK’ ün “Derhal çıkın o fotoğraftan”
isimli-köşe yazısında maksadı
aşan cümlelerin sarf edildiği tarafımdan
tespit edilmiştir.
Yazınızda belirtilen “hiçbir stantta
tek bir Atatürk çalışması yoktu vazgeçtim
Atatürk konulu çalışmadan.
Hiçbir stantta Atatürk ismi yoktu. Düşünülmüş,
kararlaştırılmış ve böyle olması
istenilmiş gibi. Başta kaymakam
Süleyman Yılmaz olmak üzere, sizlerin
Atatürk ile bir sorununuz mu var?
Bu, sizlerde ne zaman oluştu? Ne
zaman bu boyutlara geldi? Yoksa sizler,
Osmanlı emellerine, şeriat arzularına
mı kandınız? Kendinize dikkat
edin. Marjinal örgütleri(l) dinlemeyin.
Fotoğrafta olmak istemeyen, bu
görüntünün dışında olduğunu söyleyen
şikâyetçiler, biraz cesur olun ve
derhal çıkın o fotoğraftan.”
Genel hatları ile yukarıda belirttiğim
yazınızda belirten cümleler bana
sorulmadan, görüşüm alınmadan, tamamen
toplumda şahsıma yönelik
güveni zedelemeye matuf ve vatandaşlarımızı
tahrik etmeye yönelik bu yazınız
kamu niteliği hizmeti yaptığınız
basın etik kuralarına ne kadar uygundur
diye sormak isterim. Kaldı ki yine
aynı gazetenizin aynı tarih ve sayısının
6. sayfasında “Halk Oyunları Şölenine
Yoğun İlgi” başlıklı yazı ve fotoğraflara
bakılsaydı oradaki Atatürk
ve Türk bayrağını görmüş ve bu yazıdan
dolayı şahsım ve mesai arkadaşlarımın
yazınızdan dolayı bir özre ve
yapılanlardan dolayı teşekküre layık
olduklarını fark etmiş olurdunuz.
Gözleri vardır görmez, kulakları
vardır duymaz demek istemiyorum
ama her ihtimale karşı görmeniz ve
duymanız için doğru ve tarafsız bilgileri
sunmak adına öğrenme şenlikleri
ile ilgili programı ve fotoğrafları tarafınıza
gönderiyorum.
Bununla birlikte ülkemizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve
dinimiz hiçbir kişi ve kurumunun tekelinde
olmayıp, bütün olarak yüce
milletimizin şahsi manevisinde en yücelerdedir.
Bu değerleri koruyormuş
gibi yapıp başkalarına aba altından
sopa göstermek, fikir ve ideolojimize
alet etmek ve sen şucusun, ben bucuyum
ya da ben daha iyi temsil ediyorum
gibi hükümler koymak bu işi
yapan ve yazanların değerlerini düşürür.
Bu yüce değerlerin içinde Hazreti
Mevlana’nın “ne olursan ol yine gel”
dediği gibi herkese yer vardır. Çekinmeden
girin o fotoğrafın içine. Bu konuda
bundan sonra göstereceğiniz
hassasiyetten dolayı şimdiden teşekkür
ederim.
Süleyman YILMAZ
Yenişehir Kaymakamı”
———————————————————————————————–
Sayın:Hüseyin ŞENTÜRK
Ayrıntı Gazetesi Sahibi ve Sorumlu Müdürü
10 Haziran 2013 tarihli “derhal o fotoraftan çıkın” başlıklı köşe yazınızda öğrenme şenliklerini eleştirirken hiç bir standa Atatürk ismi yoktu; Atatürk konulu çalışma olmadığını belirterek ayet, hadis vardı ama Atatürk’ün ismi yoktu diyerek ayet ve hadisleri Atatürk’le kıyaslama yanlışlığına düştünüz.
Atatürk’ün bu ülke ve milletimiz için ne ifade ettiğini çok iyi bilmekteyiz. Atatürk bu milletin ortak paydaşıdır. Hiç kimse bize Atatürk’ü öğretmeye kalkmasın.Öğrenme Şenlikleri bir bütün olarak ele alındığında haftanın başlangıcı ve sonlanması arasında nelerin yapıldığı hususunda size program ve fotoğraf gönderiyorum. İncelemenizi dilerim.
Yazınızın sonunda kamu görevlisi olarak toplumda beni mesnetsiz, objektiflikten uzak tamamen önyargılı yaklaşımla zor durumda bırakmaya, karalamaya ve hedef göstermeye yönelik ithamlarda bulundunuz. Ben görevimi kanunlar çerçevesinde yapmaya çalışan, bu milletin değerleriyle barışık, hoşgörülü bir anlayışla, demokrasiye bağlı ve bunu her alana yansıtmaya gayret ederek, evine götürdüğü ekmeği haketmek isteyen biriyim. İthamlarınızı reddediyor ve kabul etmiyorum.
Bu nedenle size cevap verme hakkım olduğu düşüncesiyle; Türkiye Cumhuriyeti kanunlarından kaynaklanan maddi, manevi ve ceza-i hükümlere yönelik haklarım saklı kalmak kaydıyla gönderdiğim bu tekzip yazısının ayııı sayfada, aynı karakterde, aynı punto ve koyulukta kendimi ifade etme ve kamuoyuna doğru bilgilendirilmesi adına gönderdiğim bu yazımın basımı yapılacak ilk gazetenizde yayınlanması hususunda, Gereğini rica ederim.
11/06/2013
Osman ŞEKER
Belki olgun bir insándır fakat yaptığı sorgulama ve dávetle ne yazık ki olgun bir tavır sergilemeyen yazı sáhibine, kâmil bir ceváp verilse idi; yánî “kánúnî haklarım saklı kalmak kaydıyla” denilip bir nev’î aba altından sopa gösterilmese idi daha isábetli olurdu diyecektim fakat gelen tekzipleri ve buna sebep yaznın tamámını tekrár okuduğumda daha fazlasını hakk ettiğinde karár kıldım. Üstelik tekzipleri vermeden önce, bir de değerlendirme yapmış. Buna elbette hakkı var fakat önce tekzibi vereceksin, ardından değerlendirmeni yapacaksın. Tekzipler, sizin değerlendirmenize karşılık değil ki tam tersi!..
Aslında bir tekzip yayımlanırken tekzibe konu yazının tamámı; arada boş satır bırakmadan ve okunacak şekilde puntosu küçültülerek verilmeli. Ardından tekzip, sonra da -isteğine bağlı olarak- tekzip edilenin değerlendirmesi yer almalı ki okuyucular, ne olup bittiğini anlasınlar ve objektif değerlendirmelerini yapabilsinler… Kimse mecbúr değil; yazının aslına ulaşıp da oradan okumaya!..
Bursa Yenişehir Kaymakamı ile İlçe Millî Eğitim Müdürü; bundan sonra Hüseyin Şentürk’ün emirlerini harfiyyen yerine getirmelidirler:
A) ÖRNEK EMÍRLER
1- Herhangi bir etkinlikte Atatürk üzerine çalışma yoksa öğrencilere zorákî yaptırılacak. Çünkü “zorla yaptıracak değiliz” deseniz, “İşte o zaman söyledikleriniz çelişmez”; “Ama doğru olmaz.”!
2- “Áyet ve hadís” -dolayısıyla- “Alláh ve Muhammed” adı geçen her türlü etkinlikte bu isimlerin yanına, karşısına, önüne ve arkasına -bir şekilde- “Atatürk” adı da yazdırılacak. Böylece İslâm Díni ile Atatürk karşılaştırması yapılmasının önüne geçilecektir(!) Aslında bu madde emrine tam itaat için, âyet-hadís yazılması ve söylenmesi husúsunda müftülük, ilgili okullar vd. kurumlar dışında yasaklama getirmeniz gerekir ve bunu sizin düşünmeniz gerekir. Çünkü emírnáme sáhibinin sizlere bunu emretme durumu; şimdilik mümkün görünmemektedir.
3- Her türlü etkinliğe áit hazırlık takvimi ve belgeler; ánında emír sáhibine iletilecektir.
4- “Bu mekânda neden Atatürk yok?” sorusunu sorma yetkisi; sádece Hüseyin Şentürk’e áittir.
5-Düğünlerde bile “her yer Atatürk” olacaktır.
6-Kız istemesi yapılırken “Alláh’ın emri, Peygamberin kavliyle, Atatürk’ün huzúrunda (…)” denilecektir.
7- Bu listeyi uzatmak ve genişletmek; Sayın Emír Hüseyin Şentürk’ün tekelindedir.
B) YUKARIDAKİ LÂTÎFELERE SN. HÜSEYİN ŞENTÜRK’ÜN ALINMASI YASSAHTIR…