Üslup
Yıllardan beri ilçemiz Türkiye gündeminde küçük de olsa yer bulamadı. Ne, güzel bir gelişmeyle ne de bir şenlikle…
Aslında, bunda kimler sorumluluk sahibiyse durup bir düşünmeli.
‘Ahmet’in A dediğine ben B demeliyim, Mehmet’in AK dediğine mutlaka KARA demeliyim’ anlayışı da eklenince ilçe kamuoyu belli bir sınırı hiçbir zaman aşamadı.
Hep basit sataşma girişimleri, “Ben her konuyu bilirim” anlayışı kabuğumuzu kırmamızın önüne geçti.
Bursa’dan daha küçük iller, ilçeler ve hatta beldeler yaptığı festivallerle, fuarlarla bile ana haber bültenlerinde yer bulurken; biz kendi sınırımızı aşamıyoruz. Yapılan kısıtlı organizasyonlarla, yerel medyada çıkan haberlerle avunuyoruz.
Ama bu konuda İznik’in yeri ayrı.
Yakın bir örnekle; hepimizin bildiği Derbent Köyü’nde gerçekleştirilen bahar şenliği birbirinden ünlü katılımcılarıyla her sene ulusal medyada yer buluyor.
Ve daha da önemlisi “2010 İznik Tanıtım Yılı” adıyla İznik Belediye Başkanı Kadri Eryılmaz’ın önderliğinde başlatılan ülke çapındaki projeyle İznik’in adı çokça duyuluyor. İznik’in geniş kapsamlı tanıtıldığı etkinlikler halen devam ediyor.
Biz ise “çok bilenler” yüzünden öneri bile üretemez halde yerimizde sayıyoruz.
Üretilen bir fikir varsa bile işte o “çok bilenler” yüzünden heba olup gidiyor.
Çünkü “her konuda bilenler” sen SİYAH desen bile “Hayır! siyah değil KARA” diyecek ve ne olduğunu bilmediği halde olaya taraf olmaya çalışacak.
İşin açıkçası, bizlerin ayrı kulvarlarda olduğumuz ne zaman anlaşılacak bilemiyorum.
***
Bu yazdıklarım dışında küçük bir açıklama yapacak olursam;
Ben şimdiye kadar kendimi tatmin için yazı yazdığımı hatırlamıyorum.
Ama ufacık bir olayda bile topukları gerisine çarpa çarpa koşarak, bilgisayar başına geçen, bilmeden, düşünmeden, kuralsız ve habersiz yazı yazanlar var.
Kaldı ki, yazmış olduğum hiçbir yazı amatörce değil.
Buna karşın, bilgisizce ve kendini nimetten sanıp yazı yazmak da profesyonellik değil.
ABC’yi bilmeden, oturmamış bir üslupla ve seviyesizce; değil sekiz-on sene, yüz sene de yazı yazılmış olsa yine değişen bir şey olmayacaktır.
Bu bir cevap verme ya da savunma yazısı değildir. Çünkü cevap vereceğim, muhatap kabul edeceğim birisi yok karşımda. Bunu herkes biliyor: bir şeyler yazıp sırnaşık gibi davranarak prim yapmaya çalışıldığını…
İma yoluyla da olsa içinde ‘benim’ olduğum bir cümle kurulması insanı rahatsız ediyor.
Şöyle ki, kesinlikle Allah birdir demesinden başka sözünü kabul etmeyeceğim ve sırnaştığı kişilere sadece cahilce bir üslupla cevap veren, seviyesiz yazıları olan biriyle muhatapmış gibi algılanmak benim açımdan küçük düşürücü bir durum.
Her yazısı saçmalamada liderliğe oynayan, her konuya palas pandıras giren bir zihniyet hakkında sayfalarca yazsan ne değişir ki?
Bizler tarafsız, çıkarsız, korkusuz ve kararlı yazılarımıza muhakkak devam edeceğiz.