Vay uyanık Zahid vay!
Deniz Feneri şüphelilerinin soruşturma başlayınca hemen malvarlıklarını kaçırdıkları, bazı şirketleri tasfiye ettikleri ortaya çıktı.Deniz Feneri soruşturmasında şüphelilerin, soruşturma başlar başlamaz mal varlıklarını kaçırdıkları ortaya çıktı. Soruşturmayı sürdüren savcıların ulaştığı belgelere göre soruşturma başladıktan 10 gün sonra şüphelilerin Sakarya’nın Sapanca ilçesinde, değeri binlerce TL ile ifade edilen iki daireyi sattıkları ve ortakları oldukları Haliç isimli şirketinin önce sermaye artırımı yapıp daha sonra tasfiye ettikleri anlaşıldı.
Tedbir kararına itiraz etmişlerdi
Deniz Feneri soruşturması kapsamında tutuklanan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın avukatları Ersan Şen ve Hakan Yıldız, soruşturmayı sürdüren 3 savcının 1 Haziran 2009’da Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen tedbir kararı nedeniyle HSYK’ya şikâyet etmişti. Avukatlar HSYK’ya verdikleri dilekçede, tedbir kararının, müvekillerinin her türlü malvarlığına ilişkin verildiğini, bu mahkeme kararı uyarınca müvekkillerinin ortaklıkları bulunduğu şirketlere tedbir konulamayacağını savundu. Yapılan şikâyet nedeniyle HSYK soruşturmayı sürdüren savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yeren ve Mehmet Tamöz hakkında inceleme başlattı.
Savcılar haklı çıktı
Savcıların baskı altına alındığı yorumlarına neden olan HSYK baş müfettişlerinin incelemesi sürerken, Tapu Genel Müdürlüğü’nden ulaşan bilgiler ise, savcıların tedbir kararında haklı olduklarını ortaya koydu. Gelen belgelere göre, Deniz Feneri Soruşturması başladığı 8 Eylül 2008 tarihinden, 10 gün sonra, yani 18 Eylül 2008 tarihinde ortağı oldukları, Yeni Dünya İletişim A.Ş’ye ait Sakarya’nın Sapanca ilçesindeki değeri binlerce TL ile ifade edilen iki daireyi, bir başka şirkete sattıkları ortaya çıktı.
Şüphelilerin, 2008’in başında da yine ortağı oldukları Haliç Ltd. Şti. isimli şirketin sermayesini 1 milyon TL’ye çıkardıkları ve yine bu şirketi de 2009’da tasfiye ettikleri anlaşıldı. Savcılar, söz konusu şirketin sermaye artımında kullanılan 1 milyon TL’nin Almanya’da toplanan yardım paralarıyla yapılıp yapılmadığını belirmeye çalıştıkları öğrenildi. Soruşturma kapsamında savcılar şüpheliler ait yurt dışındaki şirketlerin sermeya artırımları yardım paralarıyla yapıldığını belirlemişti.
Deniz Feneri soruşturması başladıktan aylar sonra savcılar, şüphelilere ait tüm mal varlıklarına tebdir konulması istemiyle mahkemeye başvurmuştu. Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 1 Haziran 2009’da aralarında 18 şüpheli için bu talebi kabul etmişti.
Muhalif Gazete