YAPRAK ÜZERİNDEKİ SİNEKLER
Geçen haftaki yazıma çok sayıda ileti aldım.
Okuyup anlayan ve tebrik edenlere teşekkür ederim.
Anlayan diyorum, çünkü anlamayanlar var.
Yeniden yazmamın nedeni onlar.
Geçen haftaki yazımı bir kez daha okudum.
Ne yazmışım, diye baktım.
Ana başlıklar halinde özet vereyim.
‘Yenişehir gibi küçük kasabalarda, ekabirler! Ve bir de bunların hizmet mangaları vardır.’
Dedikten sonra birkaç özelliklerini sıralamışım.
‘Gelecek ön görüleri yoktur, işi bilirler işe gitmezler.
Burunlarının önünü göremezler ama ukaladırlar.
Önemli olan kendi saltanatlarının sürmesidir ve bunun için her yol mubahtır.
Kendilerini kasabanın fikir önderi zannederler.’
Dedikten sonra da eklemişim:
Kasaba olmaktan kurtulmak için bu insanlardan kurtulmak gerektiğini belirtmişim.
Gelelim bana gönderilen sözüm ona eleştirilere,
Hemen belirteyim;
Yazdıklarıma itiraz edenler arasında kasaba ekabirleri yok.
Kim var?
Hizmet mangaları ile kendilerini kasaba ekabiri sananlar var.
Neden üzerlerine alındılar anlamadım.
Özet olarak söyledikleri şu:
Küçümsediğim o ekabirler olmasa Yenişehir’de yaprak kımıldamazmış.
Yapılan her güzel işin içinde bu ekabirler varmış.
Ben onların hiçbiri hakkında küçültücü ifadeler kullanamazmışım.
Dışarıdan bakmakla bu insanların Yenişehir için önemini anlayamazmışım.
Hizmet mangalarının kim adına itiraz ettiklerini anladım.
Sahibinin sesi onlar.
Söyleyecek bir şeyim yok.
Kendilerine dikte ettirilenleri düşünürken beni anlamamışlar.
Sonuçta Mevlana’nın dediği gibi:
Ben ne anlatırsam anlatayım, anlattıklarım karşıdakinin anladığı kadar.
İkinci gurup için ise söyleyeceklerim var.
Kendini ekabir olarak gören ve yazdıklarıma itiraz edenlere.
Sizler ekabir bile değilsiniz.
Yazımdan nasıl böyle bir sonuç çıkardınız da kendinizi işin içine soktunuz anlamış değilim.
Daha iyi anlamanız için konuyu biraz basitleştireyim ve bir fıkra ile anlatmaya çalışayım.
Bir at, idrarını yapar.
Rüzgarın da etkisiyle üzerine bir yaprak düşer.
Bir süre sonra yaprağın üzerine konan sinek, sağa sola baktıktan sonra;
“Var mı benden büyük kaptan-derya” der.
Yazdıklarınızı düşündüm de
Yaprak üzerindeki sinekten farkınız yok.