YAZAR ADAYININ NOT DEFTERİNDEN
Yaklaşık dört yıldır her hafta bu sayfada buluşuyoruz. Bir köşe yazısı ile başlayan yazı hayatım o gün bugün artan bir coşkuyla sürüp gidiyor. İkinci kitabımın yayınevinden çıkmasını beklediğim bu günlerde nerden nereye geldim diye düşünmeden de edemiyorum.
Nasıl düşünmeyeyim ki? Tek sayfa bile bir şey yazmamışken yıllar içinde yazmak bende bir alışkanlık haline geldi. Bu süreçte yeni yazarlar, yeni eserler tanımaya çalıştım. Yazarların biyografilerini okudum, yazar olmak için nasıl bir yol izlediklerini öğrendim. Yazı atölyelerinin kapısını aşındırdım. Üç edebiyatçıdan ‘Yaratıcı Yazarlık’ dersleri aldım.
Pek çok şey öğrendim, bir o kadar eğlendim. Gezmek, okumak tutkumdu, bir gün geldi yazmak da vazgeçilmezim oldu. Hal böyle olunca dedim en iyisi öğrendiklerimi insanlarla paylaşayım. Paylaşayım ki başkaları da yararlansın, cesaretlensin.
İşte, benim gibi bu yola girmeye hevesliler için hazırlanmış ders notları:
1.Yazmak bir disiplin işidir. Günün bir-iki saatini yazmaya ayırın. Bunu alışkanlık haline getirin.
2.Yazı masasının başına geçin. Dikkatinizi daha kolay toplamanızı sağlayacaktır. Yazacak bir şeyiniz yoksa bile bunu yapmalısınız.
3.Yazmak isteyip de yazamamak en kötüsüdür. Bu durumda yazmayı bırakın.
4.Kitap okuyun. Her kitap potansiyel bir çözümdür. Şiir güçlü bir türdür. Daha güçlü bir araç da müziktir. Sizde hikâyesi olan bir şarkıyı dinlediğinizde kafanızda bir şeyler uyandıracak sizi bir yerlere götürecektir.
5.Hocamız Mario Levi’nin bir sözünü unutamam: “Seni kim gözetliyorsa yani yazmanı kim engelliyorsa onu kafanda öldürmelisin. Çünkü yazmak özgürleşmektir.”
6.Mutluluktan edebiyat çıkmazmış, gerçekten de öyle. Öfke, isyan, nefret edebiyatın yaratıcı güç kaynaklarıdır. Acı çekmiş toplumlarda güçlü bir mizah edebiyatının olduğu görülür.
7.Hikâye önemlidir. Hikâyesi güçlü olan eserler kalıcıdır, tiyatroda, sinemada, edebiyatta da böyledir…
8.Başka yazarlardan etkilenmekten çekinmeyin. Yazdıkça o etki azalacaktır. Edebiyat bir mirastır.
9.Yazarken taslak yapılmalı mı? Buket Uzuner, Pınar Kür yazarken taslak yapan yazarlardan. Kimileri gerekli görmez. Edebiyat duygularla yazıldığından bir yol haritası yeterlidir çoğu zaman.
10.Bir hikâyenin başınızdan geçen bir hikâye olması yaşamınızda karşılıkları olduğundan başarılı olacaktır. Yaşanmışlıklar sizde duygu bırakmıştır. Yaşanan hiçbir şey unutulmuyor. Bir takım buluşmalar olduğunda geri dönüyor. Elif Şafak: “En iyi anlatabilecekleriniz, en iyi bildiklerinizdir, “ der.
11.Klişe ifadelerden uzak durulmalıdır. Halk deyimleri, alışılmış ifadeler bazen bilinçli kullanılır ve bir metinde farklı ifadeler verebilir.
12.Yazılı metinde ilk cümle çok önemlidir. Birinci cümleyi yazdığınızda ikinci ve üçüncü cümleyi yazmak kolaylaşır. Hocam Jale Sancak, yaptığı okumalar sırasında beğendiği cümleleri bir deftere kaydedermiş. Böylece bir metne daha kolay başlayabildiğini ve aklına hiçbir şey gelmediği anlarda bir iki parlak cümleden çok şey çıkarabildiğini anlatırdı.
13.Başlık çok önemlidir. Özellikle gazetelerde, dergilerde bir metne birden fazla başlık koyarlar. Başlık, metni okurken çekici hale getirebilecek nitelikte yazılmalıdır. En çarpıcı başlık kendini duyuracaktır. Başlık için metnin içinden bir cümleyi kullanabilirsiniz. O metnin çağrıştırdığı bir şey olabilir. Önce metin yazılmalıdır, sonra zaten o başlık kendini duyuracaktır. Uzun bir metinde ‘çalışma başlığı’ konabilir. Metni tamamladıktan sonra iyi diyorsanız kalabilir, yoksa değişmelidir.
(Devam edecek…)