YOKSA HALA YOLUN BAŞINDA MIYIZ?

Üzerinde o kadar çok konuşuldu ki inanın yazmak gelmiyor içimden.
Birkaç başlık halinde değinip geçeceğim.
Konuyu irdelemek, çözüm önerileri sıralamak değil amacım.
Hiç kimseyi nitelemek de istemiyorum.
Ama
30 yıldır süren bir savaş ortamının içinde yer alan askeri birliklerimize bu saldırıların nasıl yapılabildiğini anlamıyorum.
Orada bulunma nedeni, terörle mücadele etmek olan birliklerimizin daha zor ulaşılır olması gerekmez mi?
Geçen hafta, 24 genç insanın ölüm haberiyle sarsıldık.
Gelen ölüm haberleri içinde sayısal azlık ya da çokluk tepkimizin de dozunu oluşturmaya başladı.
Artık, birkaç kişiyle sınırlı ölüm haberlerini kanıksadık.
Bu defaki öfkemizi kabarttı.
Haberle birlikte başlayan ve tüm hafta devam eden, açıklamalar, yapılan değerlendirme ve analizlerin hiçbiri, acıyı hafifletmedi.
İlk açıklamalardan biri Başbakan Erdoğan΄dan geldi.
Genel olarak ilgi gören bu açıklamada, bir bölüm dikkatimi çekti.
“Her kim ki teröre destek veriyorsa, yataklık ediyorsa, kim ki müsamaha gösteriyorsa, kanlı yüzünü görmezden gelmek gibi bir gafletin içinde bulunuyorsa devletin nefesi ensesinde olacaktır. Hepsinden bunun hesabı sorulacaktır.” Diyor Başbakan.
Sizce de bir gariplik yok mu bu soru cümlelerinde.
30 yıl sonra bizler ve 10 yıldır Başbakan, bu soruların cevaplarını öğrenemedik mi?
Ben mi yanlış anladım?
Yoksa hala yolun başında mıyız?

BİR DEĞİL 199 KİŞİ

Geçen hafta yazdığım iki parçalı yazımın her biri için itiraz geldi.
İlki, AKP İlçe Başkanı Nazif Tuna΄dan;
Tuna, Ayhan Yoğurt ΄un hiçbir zaman teşkilatta görev almadığını söylüyor ve ekliyor:
“Ayhan Yoğurt, sadece il genel meclis üyeliğimizi yaptı”
Nazif Tuna ikinci olarak Ayhan Yoğurt ΄un tek olmadığını, onun gibi Yenişehir ilçe teşkilatından 199 kişinin üyeliğine son verildiğini söylüyor.
Bir açıklama getiriyor.
“Bu 199 kişi, birden fazla partiye üye oldukları için üyelikleri genel merkez tarafından silinmiştir” diyor.
Yargıtay΄ın tüm partileri bu konuda uyardığını ve gereğinin yerine getirilmesini istediğini belirtiyor.
Sonra ekliyor:
“Ayhan Yoğurt ve diğerleri isterlerse üyesi oldukları diğer partilerle ilişiklerini kesip AKP΄ye üye olabilir.”
Okurlarım, ΄Ayhan Yoğurt ne diyor΄ diye sorabilir.
Sizin için sorduk.
Ayhan Yoğurt, AKP İlçe Başkanı Nazif Tuna΄yı doğrulamıyor.
“Kesinlikle hiçbir partiye üyeliğim yok diyor.
Okurlarım konuyu değerlendirirken,
Nazif Tuna΄nın;
“Ben bir daha aday olmayı düşünmüyorum. Kim istiyorsa çıkıp aday olabilir.” Açıklamasını da hatırlamalı.
Çünkü Nazif Tuna΄nın bu açıklaması da itibar görmüyor.

SUNGURLU΄NUN CESUR ARKADAŞLARI VAR!

Geçen haftaki yazımın ikinci bölümüyle ilgili açıklama, yine bir AKP΄liden, yönetim kurulu üyesi Refik Sungurlu΄dan geldi.
Sungurlu, Atatürk ile ilgili bir sorununun olmadığını söylüyor ve kendisini kimsenin değiştiremeyeceğini ifade ediyor.
Hiç kimse Refik Sungurlu΄nun Atatürkçü çizgisinden şüphe etmemeliymiş.
Sungurlu, kendini bildi bileli bu çizginin insanı olmuş ve burnun dışındaki söylemlere taviz vermemiş.
Kendi facebook adresinde yayınlanan yazıdan yeni haberi olmuş.
Derhal yazıyı kaldırmış ve yazının muhatabını da uyarmış.
Refik Sungurlu΄nun bu açıklamalarına itibar etmek durumundayım.
Ancak,
Benim başıma böyle bir durum gelmediğini belirtmek isterim.
Şimdiye kadar hiç kimse bana, benim isteğim dışında bir ileti gönderme gafletinde ve cüretinde bulunmadı.
Sungurlu΄nun cesur arkadaşları var.